BOŞALTIM SİSTEMİ
Right Click to Save Logo


BÖBREK TAŞI KIRILIMA ANI 
 



BOŞALTIM SİSTEMLERİ:

 

  • ...Vücuda alınan besin maddeleri ,organizmada hem enerji elde etmek hem de yeni moleküller sentezlemek için yıkıma uğratılır.
  • …Bu olaylar sonucunda,organizmaya zarar verebilecek artık ürünler açığa çıkar.
  • …Bu şekilde metabolizma sonucu oluşan artık ürünlerin, difüzyon olayı veya özelleşmiş boşaltım organları ile vücuttan uzaklaştırılmasına  boşaltım,boşaltım olaylarının gerçekleştirilmesinde  etkili olan organlardan oluşan sisteme de boşaltım sistemi denir.
  • …Boşaltım sistemi,vücuttaki metabolik artıkların uzaklaştırılmasını sağlayarak ,hücrelerin yaşayabileceği kararlı bir iç ortamın (homeostasinin) oluşturulmasına olanak sağlar.
  • …Metabolik artık olan karbondioksit solunum yolu ile sindirim artıkları ise  sindirim kanalıyla dışarı atılır.Amonyağın uzaklaştırılması ise boşaltım organlarıyla sağlanır.

BİR HÜCRELİLERDE BOŞALTIM:

  • …Bir hücreli canlılarda ,metabolizma sonucunda oluşan artık ürünler,çoğunlukla bütün vücut yüzeyinden uzaklaştırılabilir.
  • …Bu nedenle özel boşaltım sistemleri yoktur.
  • …Azotlu artıklar vücut yüzeyinden difüzyonla atılırken , fazla su da osmozla uzaklaştırılır.
  • …Ancak, tatlı sularda yşayan protistlerde ,osmotik basınç fazla olduğu için,hücre içine giren suyun atılmasını sağlayan kontraktil kofullar görev yapar.
  • …Bu canlılarda hücre içi yoğunluğu, yaşanılan tatlı su ortamından daha yüksektir.
  • …Bu nedenle hücre içine doğru  sürekli bir su hareketi vardır.
  • …Hücre içine giren fazla su, kontraktil kofullarla vücuttan uzaklaştırılır.
  • …Bu kofullar önce suyu toplar sonra da ritmik kasılmalarla enerji harcayarak dışarı atar.
  • …Kontraktil kofullarla atılan suyun içinde amonyak gibi azotlu artıklar ve bazı inorganik artık maddeler de bulunur.
  • …Ancak amonyağın büyük bir kısmı ve solunum sonucu oluşan karbondioksit vücut yüzeyinden difüzyonla atılır.
  • …Kontraktil kofullar hücre içine giren fazla suyun atılmasını sağlar.
  • …Denizlerde yaşayan protistlerde hücre içi ile dış ortam arasında yoğunluk farkı olmadığı için kontraktil kofullar yoktur.

 

  • BİTKİLERDE BOŞALTIM:
  • …Bitkilerde, haayvanlarda olduğu gibi özelleşmiş boşaltım sistemleri yoktur.
  • …Artık yöntemler farklı yöntemler kullanılarak vücuttan uzaklaştırılır.
  • …Su ortamında yaşayan yosunlarda ve ilkel  bitkilerde artık ürünler difüzyonla dış ortama atılabilir.
  • …Karasal ortama uyum sağlamış gelişmiş bitkilerde ise farklı boşaltım yöntemleri  kullanılır.
  • …Yapraklarda bulunan stomalar(gözenekler) ,solunum ve fotosentez olayları sonucu  oluşan oksijen ve karbondioksitin atılmasını sağlar.
  • …Stomalardan ayrıca terlemeyle gaz halinde su da atılır.
  • …Bazı bitkilerde özellikler havanın neme doyduğu ve stomalardan madde atılmasının  mümkün olmadığı durumlarda hidatod(su kavağı) denilen  yapılardan sıvı su atılır.
  • …Damlama(gutasyon) denilen bu  olayla su ile birlikte fazla tuzların da atılması sağlanır.
  • …Bitkilerdeki bir başka boşaltım yöntemi de artık maddelerin zararsız  hale getirildikten sonra kofullarda biriktirilmesidir.
  • …Örneğin bitkiler için zararlı olan kalsiyum  iyonlarının fazlası okzalat kristallerine çevrilerek kofullarda depolanabilir.
  • …Limon ve portakal gibi meyvelerin kabuklarında okzalat kristalleri bulunur.
  • …Bu artıkları depolayan kofullar ,yaprak dökülmesiyle birlikte bitkiden uzaklaştırılmış olur.
  • …Çok yıllık bitkilerde gövdede bulunan lentiseller de boşaltımın yapılmasında etkilidir.
  • …Bu yapılardan solunum artığı olan karbondioksit ve çok az miktarda su atılması sağlanır.
  • …Köklerde ise özel bir boşaltım yapısı yoktur.
  • …Buradaki  boşaltım difüzyonla ve aktif taşımayla toprağa atılma şeklinde gerçekleştirilir.
  • …Kökten en çok karbondioksit ,amonyak gibi azotlu maddeler ve bir miktar da su atılabilir.
  • …Su yosunlarında boşaltım bütün vücut yüzeyinden yapılır.
  • … Yapraklardaki stomalardan terleme ile su atılması ve oksijen ile karbondioksitin alışverişi yapılabilir.
  • … Hidatodlardan gutasyon (damlama olayı) ile sıvı su ve tuz atılır.
  • … Mantarlaşmış gövdede  boşaltım lentisellerle yapılır.
  • … Yapraklarda fazla kalsiyum, okzalat kristallerine çevrilerek depolanır.
  • Bir çok canlı tarafından kullanılan oksijen, bitkilerde ışıklı ortamlarda metabolik artık olarak atılır.

 

OMURGASIZLARDA BOŞALTIM

  • Sünger ve sölenterlerde  boşaltım sistemi veya  organları yoktur.
  • …Metabolizma  sonucu oluşan artık ürünler  vücut yüzeyinden difüzyonla  su ortamına atılır.
  • ...Yassı  solucanlardan planaryada; boşaltım protonefridyum denilen boşaltım sistemiyle yapılır.
  • …Protonefridyum  bir çok kanaldan oluşur.
  • …Kanallarla bağlantılı olan çok sayıda silli  alev hücresi vardır.
  • …Boşaltım kanalcıklarının kapalı olan uçları vücut içine doğru uzanır.
  • …Diğer uç ise bir delikle vücut dışına açılır.
  • …Alev hücreleri bu borucukların uçlarında bulunur.
  • …Bu hücrelerde bulunan kirpiksi yapılar ( siller) , boşaltım kanalcıklarının içine doğru sürekli hareket halindedir.
  • …Vücuda giren fazla su, bu sil hareketleriyle boşaltım kanalcıklarına aktarılır.
  • … Boşaltım kanalcığından da vücut dışına atılır.
  • …Boşaltım kanalcıklarında su ile birlikte  bir miktar amonyak  da atılabilir.
  • …Ancak bu hayvanlarda amoyağın büyük kısmı ve karbon dioksit , difüzyonla  vücut yüzeyinden atılır.
  • .. Toprak solucanlarında (halkalı solucan); boşaltım organları nefridyumlardır.
  • …Bu boşaltım organından her halkada bir çift bulunur.
  • …Nefridyumlar, iki ucu açık kıvrımlı bir boru şeklinde boşaltım organıdır.Nefridyumlarda boşaltım artığı amonyaktır.
  • …Herbir nefridyum; vücut boşluğuna açılan kirpikli huni, boşaltım kanalı ve idrar torbasına benzeyen genişlemiş bir kısımdan oluşur.
 
  • …Kirpikli huniden başlayarak vücut boşluğuna doğru uzanan kanalcık kısmı , bir sonraki halkadan vücut dışına açılır.
  • … Vücut sıvısı kirpikli huninin sillerinin hareketiyle, boşaltım kanalcıklarına süzülür.
  • …Bu kanalcıkta ilerleyen süzüntüdeki yararlı maddeler, kanalcığın etrafını saran kılcal kan damarlarına geri emilir.
  • … Bu sayede vücudun gereksiz madde kaybetmesi engellenmiş olur.
  • … Süzüntüde kalan artık maddeler ise bir sonraki halkada bulunan delikten vücut dışına atılır.
  • … Böceklerde; boşaltım organı malpighi tüpleridir.
  • ... Bu tüplerin kapalı uçları vücut boşluklarına içine doğru uzanır.
  • … Bu serbest uçlar vücut boşluğundaki, kan ile doğrudan temas halindedir.
  • … Kanalcıkların açık uçları ise orta bağırsakla son bağırsağın birleşme yerine açılır.
  • … Tüplerin kapalı uçları, kanda bulunan artık maddeleri su ile birlikte alır.
  • .. Bu süzüntü kanalcık içinde ilerlerken su ve vücuda gerekli maddeler geri emilir.
  • … Tüplerde kalan boşaltım artıkları ise sindirilmemiş besin artıkları ile birlikte dışarı atılır.
  • … Malpighi tüpçükleri kandan alınan amonyağın, ürik asite çevrilmesini de sağlar.
  • … Bu durum, böceklerin boşaltım için fazla su harcamalarını önlemiş olur.
  • …Deniz anasında(bir çeşit sölentere) metabolik artıklar vücut yüzeyinden su ortamına atılır.
  • … Protonefridyumlar; vücuda giren fazla suyun atılmasını sağlar.
  • … Toprak solucanında her halkada bir çift boşaltım organı bulunur.
  • …Böceklerde malpighi tüplerinde süzülen artıklar bağırsaktan dışarı atılır.
  • … Toprak solucanlarında nefridyumlardaki boşaltım kanalcıklarının bir halkadan başlayıp, diğer halkaya kadar uzanması, geri emilim yüzeyinin arttırılmasını sağlar.

 

OMURGALILARDA BOŞALTIM

  • … Bütün omurgalı canlılarda boşaltım organları  böbreklerdir.
  • … Ancak böbrek yapıları ve gelişmişlik dereceleri birbirinden farklılık gösterir.
  • … En gelişmiş böbrek tipine (metanefroz böbrek) sürüngen, kuş ve memelilerde rastlanır.
  • … Balık ve kurbağaların böbrekleri ise, diğer omurgalılara oranla daha az gelişmiştir.
  • … Omurgalı canlılarda yapısal özelliklerine göre ayıt edilebilecek üç böbrek tipi vardır:

 

  • Pronefroz  böbrek:
  • … Omurgalı canlılardaki en basit böbrek tipidir.
  • Nefridyumların yan yana dizilmesiyle oluşur.
  • … Balık ve kurbağaların embriyoları ile köpek balıklarının erginlerinde bulunur.
  • … Bu böbrek çeşidi,  yan yana gelmiş nefridyumlardan oluşur.
  • … Bunlarda kirpikli hunilerin karşısında glomerulus denilen kılcal  kan damarı ağı bulunur.
  • …Glomerulus ile kirpikli huni arasında bir açıklık vardır.
  • …Glomerulustan bu açıklığa süzülen artık maddeler, oradan da kirpikli huniye aktarılır.
  • …Bu artık maddeler nefridyumların birleşmesiyle oluşmuş wolf kanalı adı verilen bir kanalla taşınarak ,sindirim  artıklarıyla birlikte kloaktan vücut dışına atılır.
  • …Balık ve kurbağa embriyolarında pronefroz böbrek tip bulunur.

 

  • b.)Mezonefroz böbrek:
  • …Balık ve kurbağalrın erginlerinde ,kuş,sürüngen ve memelilerin embriyolarında görülen böbrek tipidir.
  • …Bu böbreklerde pronefrozlarda görülen kirpikli huninin yerine bowman kapsülü vardır.
  • …Kandaki artık maddeler ,bowman kapsülü tarafından sarılan glomerulustan kapsül içine süzülür.
  • …Bu süzüntü bowman kapsülüne  bağlı olan wolf kanalıyla taşınarak son bağırsaktan vücut dışına atılır.

 

  • c)Metanefroz böbrek:
  • …Omurgalı canlılardaki en gelişmiş böbrek tipidir.
  • …Sürüngen ,kuş ve memelilerin erginlerinde görülür.
  • …Bu böbrek tipinde süzülme çok sayıda bulunan nefronlar ile sağlanır.
  • …Nefronlarda süzülen artık maddeler, böbreğin havuzcuğunda toplanır ve üreter denilen idrar kanalıyla ,sürüngen ve kuşlarda kloaka,memelilerde ise idrar torbasına taşınır.
  • …İdrar ,sürüngen ve kuşlarda  sindirim artıklarıyla beraber atılırken memelilerde üreme hücreleriyle ortak bir kanaldan atılır.
  • …Sindirim artıkları ise anüsten uzaklaştırılır.
  • …Metabolizma sonucu oluşan en önemli boşaltım artığı amonyaktır.
  • …Bu madde aminoasitlerin solunumda kullanılması sonucu oluşur ve bolsu ile birlikte dışarı atılır.
  • …Su kaybı problemi olmayan balık ve kurbağalar amonyağı doğrudan bol su ile dış ortama atarlar.
  • …Amonyağın bol suyla atılmasının sabebi  amonyağın oldukça zehirli olmasıdır.
  • …Karasal yaşama uyum sağlamış böcek,sürüngen ve kuşlar ise amonyağı ürik asite çevirerek uzaklaştırırlar.
  • …Böylece hem vücuttan fazla su kaybı engellenmiş ,hem de amonyağın zehirli etkisinden kurtulmuş olurlar.
  • İnsanda ve diğer memeli canlılarda ise amonyak, karaciğerde üreye çevrilerek vücuttan uzaklaştırılır.
  • …Üre, amonyağa göre daha az, ürüik asite göre ise daha çok su ile birlikte atılır.
  • … Karaciğerde üre sentezi ornitin devri denilen reaksiyonlarla gerçekleştirilir.
  • … Bu döngüde; iki molekül  amonyak bir molekül  karbon dioksit  ile birleştirilerek üreye çevrilir.
  • … Ürenin sentezlenmesi sürecinde ornitin, sitrulin ve arjinin  amino asitleri birbirine dönüşür.
  • … Bu dönüşümde amino asit tüketimi yapılmaz.
  • … Bu sayede hücre bir molekül su kazanmış olur.
  • …Ancak her bir üre molekülü için, üç molekül ATP enerjisinin harcanması gerekir.
  • … Tatlı su balıkları ve kurbağa larvaları; amonyağın  çoğunu solungaçlarından,az bir kısmını ise böbreklerinden dışarı atarlar.
  • … Vücuda sürekli su girişi olduğu için, ayrıca su içmezler .
  • … Fazla su , büyük glomeruluslu böbreklerden atılır ve hipotonik idrar oluşturulur.
  • … Bol idrarla birlikte kaybedilen tuzlar ise, solungaçlardan aktif taşıma ile geri alınır.
  • … Tuzlu su balıklarında; ortamdaki tuz derişimi vücudun tuz derişiminden daha fazla olduğu için(hipertonik), deniz balıkları sürekli su kaybederler.
  • …Vücudun su dengesini su içerek karşılarlar.
  • … Tuzun fazlası, solungaçlardan aktif taşıma  ile atılır.
  • … Bu balıkların, böbreklerindeki glomerulusları iyi gelişmediği için, fazla idrar oluşturmazlar.
  • Glomerulusları küçük yada tüp şeklindedir.
  • … Azotlu artıklar ve  amonyak, solungaçlardan atılır.
  • Vücut yapısı suya karşı geçirgen olmayan deriyle örtülüdür.
  • … Organik besinlerin solumunda kullanılması sonucunda  amonyaktan başka, su ve karbondioksit de  artık ürün olarak açığa çıkar. Bu maddeler akciğerler ve deri yardımıyla vücuttan uzaklaştırılabilir.
  • Boşaltım ürünleri ,zehir miktarı çoktan aza doğru;

Amonyak-Üre-Ürik asit şeklindedir.

 





İNSANDA BOŞALTIM SİSTEMİ

  • …İnsanda boşaltım sistemini oluşturan asıl  alemanlar, böbrekler,üreter(böbreği mesaneye bağlayan kanal), mesane(idrar kesesi) ve üretra (idrar kanalı) dır.
  • … Bunların yanında deri ve akciğerlerde boşaltıma yardımcı olarak görev yaparlar.
  • Akciğerler hücre solunumu sonucu oluşan;karbondioksit ve suyun atılmasını sağlar.
  • … Deri ise; terleme yoluyla üre, ürikasit, su ve bazı tuzlar gibi artık maddelerin atılmasını sağlar.
  • … Böbrekler; kanın bileşiminin , pH ve su derecesinin düzenlenmesinde, aynı zamanda doku sıvısındaki su, sodyum ve potasyum gibi maddelerin de düzenlenmesinde görev yaparak , homeostasinin sağlanmasında önemli rol oynar.
  • …İnsanda ürogenital sistem farklı görevleri olan yapılardan meydana gelir.



BÖBREĞİN YAPISI  VE  ÖZELLİKLERİ

  • …Omurganın bel kısmında,fasulye şeklinde bir çift metanefroz böbrek vardır.
  • …Her böbrek 10-15 cm uzunluğunda ve yaklaşık 6cm genişliğinde bir organdır.
  • …Böbreklerin en dış kısmı ,bağ dokudan yapılmış bir kapsülle örtülüdür.
  • …Bir böbrek dıştan içe doğru kabuk bölgesi(korteks)  ve öz bölgesi(medulla) olmak üzere iki kısımda incelenir.
  • …Böbrekte süzülen idrar,böbreğin orta kısmında bulunan bir çukurlukta toplanır.
  • ….Böbreğin bu kısmı havuzcuk(pelvis) olarak adlandırılır.
  • …Havuzcukta toplanan idrar,burayla bağlantılı olan üreter kanallarıyla mesaneye(idrar kesesi) taşınır.
  • …Mesanede belli bir süre depolandıktan sonra ise sinirsel uyartılarla üretra denilen kanalla vücut dışına atılır.
  • …İdrar kanalları ve idrar toplama kesesi,böbreğe yardımcı olması bakımından önemlidir.
  • İnsan böbreğinde dıştan içe doğru Fibröz gömlek(koruyucu zar),korteks(kabuk),medulla(öz) ve pelvis bulunur.
  • …Ancak kandaki artık maddeleri asıl süzen yapı nefronlardır.
  • İnsanda amonyak miktarı en fazla kapı toplar damarındadır.
  • İnsanda en az üre böbrek toplardamarında bulunur.

 

NEFRONUN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ:

  • …Her böbrekte bir milyondan fazla süzme cisimcikleri(nefron)  bulunur.
  • …Bu yapılar böbreğin en küçük yapısal birimlerini oluşturur.
  • …Nefronlar; malpighi cismi ile proksimal tüp,henle kulpu,distal tüp ve toplama kanalından oluşur.
  • …Malpighi cismi;kılcal kan damarları yumağı olan glomerulus ve bowman kapsülünden meydana gelir.
  • …Bowman kapsülü yassı hücrelerden meydana gelen içi boş yarım küre şeklindedir.
  • …Böbreğe kan getiren böbrek atardamarı(getirici atardamar) böbreğin çukur bölgesinden girerek bowman kapsülünün içinde kılcaldamar ağını (glomerulus) oluşturur.
  • …Bu kılcal damarlar birleşerek götürücü atar damar olarak bowman kapsülü boşluğundan ayrılır.
  • …Götürücü atardamar daha sonra nefron kanalcığının etrafını saran kılcal damarları oluşturur.
  • …Bu kılcalların birleşmesiyle de böbrek toplar damarı meydana gelir.
  • …Böbrek toplar damarı da aynı şekilde böbreğin çukur bölgesinden çıkar.
  • …Nefron kanalcığı, bowman kapsülünün devamında kıvrımlar yapar.
  • …Bu kıvrımlar proksimal tüpü meydana getirir.
  • …Nefronun proksimal tüpü böbreğin kabuk bölgesinde yer alır.
  • …Proksimal tüp, öz bölgesine inerek henle kulpunu meydana getirir.
  • …Henle kulpu tekrar kabuk bölgesine çıkarak ikinci kıvrımlı kanal olan distal tüpü meydana getirir.
  • …Distal tüp daha sonra daha geniş olan idrar toplama kanalına bağlanır.
  • …İdrar toplam kanalları böbreğin öz bölgesinde bulunur.
  • …Bu kanallar tabanı kabuk bölgesine,tepesi havuzcuğa bakn piramit şeklinde (malpighi piramitleri) yapıları meydana getirir.
  • …İdrar toplama kanallarının açık olan uçları,piramitin tepe noktasından böbreğin havuzcuk(pelvis) denilen kısmına dökülür.
  • …Her böbrek havuzcuğundan, birer idrar kanalı(üreter) çıkar.
  • …Bu kanallar aşağı doğru inerek ,karın boşluğunda içi boş ,duvarları gerilebilir, kaslardan yapılmış idrar kesesine(mesane) bağlanırlar.
  • …Bu kanalların idrar kesesine açıldığı yerlerde ,idrarın mesaneden geri gelmesini engelleyen tek yönlü kapakçıklar vardır.
  • …Mesane idrar ile dolduğu zaman, gerilen duvarların  yapısında bulunan  serbest sinir uçları,beyne impulslar göndererek  keselerin kasılmasını sağlar.
  • …Böylece belirli aralıklarla  idrarın vücut dışına atılması sağlanmış olur.
  • …Glomerulus kılcalları iki atardamar arasında bulunur.
  • Glomeruluslarda kan basıncı ve osmotik basınç  diğer atardamarlara göre daha fazla olup,çeperleri kılcaldamarlardan daha kalındır.
  • …Glomerulus kılcalları ,vücuttaki diğer kılcallardan farklı olarak, iki atar damar arasında bulunurlar ve iki katlı yassı epitelden oluşurlar.İki katlı epitelden oluşması, yüksek kan basıncına dayanmasını sağlar,damar boyunca osmotik basınç sabittir.
  • …Soğukta kaldığımız zaman ,yüzeydeki kılcaldamarlarımız büzüleceğinden kan basıncında yükselme olacak ve dolayısıyla idrar çıkarma hızımızı yükselecektir.Terlediğimizde yada kan kaybettiğimizde  idrar miktarı azalacaktır.
  • …İnsan böbreğinde idrar oluşumu, süzülme ve geri emilim olayları olmak üzere iki kademede gerçekleşir:

 

 

1.)GLOMERULUSTAN SÜZÜLME:

  • …Kalbin kanı her pompalamasında çıkan kanın yaklaşık ¼ ‘ü böbreklere getirilir.
  • …Dolayısıyla kan, glomerulus kılcallarına getirilmiş olur.
  • …Glomerulustaki basınç, bowman kapsülündeki osmotik basınçtan (14mmHg)  çok daha fazladır.
  • …Bu basınç kalbin kanı pompalamasından kaynaklanan kan basıncı ve plazma proteinlerinden kaynaklanan osmotik basınçtan(32mmHg) oluşur.
  • …Kan basıncının etkisiyle glomerulustaki damarlarda bulunan ,kan hücreleri ve kan proteinlerinin dışında kalan maddeler,bowman kapsülüne geçer.Bu olay süzülme olarak adlandırılır.
  • …Glomerulustan süzülen madde ,kanın plazması yani sıvı kısmıdır.
  • …Bu süzüntü içinde su,glikoz,iyonlar,aminoasitler üre ve amonyak gibi maddeler bulunur.
  • …Kan sıvısının , glomerulustaki kılcallardan bowman kapsülüne geçme hızına süzülme hızı denir.
  • …Bu hızı belirleyen en önemli faktör, glomerulustaki kanın basıncıdır.
  • …Bu basınç arttıkça ,orantısal olarak süzülme hızı da artar.
  • …Örneğin; soğuk havalarda kan damarları büzülür,buna bağlı olarak kan basıncı artar ve süzülme hızı yani idrar oluşumu artmış olur.
  • …Sağlıklı bir insanda böbreklerden bir günde yaklaşık olarak 180 litre kan süzülür.
  • Böbreklerde süzülme olayı sırasında yeterli oranda süzülme yapılamaz ise kandaki üre miktarı artar ve bunun sonucunda üremi hastalığı oluşur.
  • …Kan ile taşınan her maddenin kanda belirli bir değerde olması gerekir.Bir maddenin kandaki normal değerine eşik değer denir.Bir maddenin kandaki derişimi normal değerin üstüne çıkarsa fazla olan miktarı böbreklerden geri emilmez ve idrarla vücut dışına atılır.Örneğin; alınması gerekenden fazla olarak alınan C vitamininin fazlası idrarla birlikte dışarı atılır.

 

2.)NEFRON KANALINDAN GERİ EMİLİM:

  • …Süzülme olayı ile boşaltım kanalına aktarılan süzüntü ,böbreklerden tamamen vücut dışına atılmaz.
  • …Eğer atılsaydı vücut gereksiz yere besin maddeleri ve su kaybına uğrardı.
  • …Boşaltım kanalcığındaki süzüntü, nefronun kısımlarında  ilerlerken içindeki glikoz,aminoasit,gerekli inorganik tuzlar ve suyun büyük bir kısmı kanalcık hücrelerine geri alınır.
  • …Bu olay geri emilim olarak adlandırılır.
  • …Nefron kanalı boyunca bir çok maddenin geri emilimi yapılır.
  • …Nefronun ilk kıvrımı olan proksimal tüpte; su osmozla,glikoz,vitaminler,aminoasitler,CI iyonları,bikarbonat iyonları ve amonyum önce difüzyonla sonra da aktif taşımayla geri emilir.
  • …Hidrojen iyonları da miktarına bağlı olarak difüzyon yada aktif taşımayla geri emilir.
  • …Henle kulpunda ise; klor iyonları aktif taşımayla sodyum iyonları difüzyonla geri emilir.
  • …Henle kulpunun sadece inen kolunda suyun geri emilimi yapılır.
  • …Henle kulpunun çıkan kolunda  suyun geri emilimi yapılmaz.
  • …Boşaltım kanalcığının son kıvrımı olan distal tüpte ise su ve sodyum(Na) iyonlarının geri emilimi devam eder.
  • Distal tüpte suyun geçirgenliği ADH hormonu ile sağlanır.
  • …Bu kısımda çeper üreyi geçirmediği için ,idrar toplama tüpündeki  üre yoğunluğu artarak idrar oluşumu sağlanmış olur.
  • Sağlıklı bir insanda glomerulus kılcalı ve idrar kesesinde geri emilim görülmez.
  • Su en az idrar toplama kanalında bulunur.
  • …Sağlıklı bir böbreğe sahip olan insanlarda, boşaltım kanalcığına süzülen süzüntüdeki ,glikoz ve aminoasitlerin tamamı,suyun ™ kadarı,sodyum iyonlarının ™.5 kadarı,ürenin ise P kadarı kanalcık hücrelerine geri emilerek kan dolaşımına katılır.

 

3.)NEFRON KANALINA SALGILAMA:

  • …Bowman kapsülündeki süzüntüye geçemeyen bazı maddeler(hidrojen ve amonyum=NH4 iyonları,penisilin molekülleri gibi) kılcal damarlardan aktif taşımayla kanalcığa geri verilir ve bu şekilde idrar oluşturulur.
  • …Bu olay salgılama veya aktif boşaltım olarak adlandırılır.
  • …Bu şekilde bazı metabolik artıklar salgıla yada aktif boşaltım olayı ile dışarı atılır.
  • Metanefroz böbreklerde salgılama olayı en çok distal tüpte meydana gelir.

 

BÖBREĞİN VÜCUTTAKİ DÜZENLEYİCİ ROLÜ:

  • …Kanın bileşimi ve pH derecesi ile doku sıvılarındaki sodyum,su,potasyum ve bir çok maddenin kandaki miktarları böbreklerin çalışmasıyla düzenlenir.
  • …İnsanlarda ve hayvanlarda organizmayı oluşturan hücreler ,çok dar sınırlar içinde değişen pH değişimlerine uyum sağlamışlardır.
  • …Örneğin; insan kanının pH’ı 7.4’tür.Bu değerin 7’ye düşmesi yada 7.7’ye çıkması ölüme neden olur.
  • …Herhangi bir nedenle bu pH dengesi bozulursa ,böbrekler 2-3 gün içinde değişen pH’ı  normal değerine getirirler.
  • …Kanın pH’ının düzenlenmesinde  solunum sistemiyle yapılan gaz alışverişi de etkili olur.
  • …Hücre ve hücre dışı sıvıların  hidrojen iyonu yoğunluğu normalden saptığı zaman , böbrekler asit veya  baz bileşimi salgılayarak  bozulan sistemi düzenlerler.
  • …Bu düzenleme borucuklardaki hücrelerde karbonik asidin iyonlaşmasıyla  oluşan hidrojen iyonlarının ,borucuklardaki sodyum iyonlarıyla  değiştirilmesiyle sağlanır.
  • …Böbrekler vücuttaki su ve tuz miktarını düzenlemede de görev yapar.
  • …Su miktarının düzenlenmesinde hipofizin arka lobundan salınan antidiüretik hormon (ADH=vazopressin)  etkilidir.
  • …Kandaki su miktarı azalır ve kanın yoğunluğu artarsa ,ADH salgısı da artar.
  • …Bu hormon, kan damarlarının osmotik basıncını artırarak  kanalcıklardaki suyun geri emilmesini sağlar.
  • …ADH hormonu salgısının yapılmaması durumunda, böbreklerden su emilimi yapılamaz.
  • …Bu durumda böbreklerden fazla miktarda su atılması şeklinde belirtisi olan şekersiz şeker hastalığıoluşur.
  • …Kandaki tuz miktarının düzenlenmesinde ise böbrek üstü bezlerinden salgılanan aldosteron hormonuetkili olur.
  • …Bu hormonun fazla salınması durumunda böbreklerde fazla miktarda sodyum geri emilir.
  • …Sodyum, hücreler arası sıvıda suyun tutulmasını sağladığından normalden fazla su tutulmasına yaniödem oluşumuna neden olur.
  • …Böbreklerin çalışması otonom sinirlerle düzenlenir.
  • …Homeostasinin (yaşanabilir iç ortam) sağlanmasında böbreklerle birlikte sinir sistemi, endokrin sistem ,solunum ve dolaşım sistemi de etkili olur.
  • …Böbreklerde nefronlardan suyun geri emilimi ADH hormonu etkisiyle gerçekleşir.

 

ÜNİTEYLE İLGİLİ NOTLAR:

  • ...İnsan kanında kararlı bir iç denge sağlanmalıdır.Bu yüzden insan vücudu için çok gerekli olan küçük moleküllü  bir bileşiğin bile kanda miktarının sabit olması gerekir.Eğer gerekenden fazla miktarda bulunuyorsa ya depo edilir yada böbreklerden atılır.Böbrekler depo organı değildir.
  • ...Suda yaşayan canlılar vücutlarındaki osmotik basınçla dışarıdaki osmotik basıncı ayarlamak zorundadırlar.Tuz oranı yani osmotik basınç arttıkça kandaki tuz miktarını da artırmak zorundadır.
  • ...Bütün vücutta oluşan artık maddeler böbrek atardamarı ile süzülmek üzere böbreğe gönderilir.Böbrek atardamarının taşıdığı boşaltım maddesi miktarı diğer damarlardakinden daha fazladır.
  • ...Karada yaşayan memeli hayvanlarda proteinlerin yadımlanması(yıkımı) sürecinde öncelikle proteinler aminoasitlere dönüştürülür.Proteinlerin sindirimi sonucu oluşan aminoasitlerin sayısı yıkım reaksiyonları sonucu hızla azalır.Aminoasitlerin yıkımı sonucunda ise NH3(amonyak) miktarı artar.Oluşan amonyak molekülleri karaciğer tarafından üreye dönüştürülür.Üre miktarı da hızla artar.Oluşan üre böbreklerde süzülerek idrarla dışarı atılır.
  • ...Bir insanda böbrek atardamarında kan basıncının azalması aşırı idrar atmasına neden olmaz.Böbrek kanallarından suyun geri emilimini sağlayan ADH hormonunun normalden az salgılanması normalden daha fazla idrar çıkarmaya neden olur.Nefron kanallarında su yeterince geri emilmezse su idrarla vücuttan atılır.Böbreklerden geçen kanın akım hızı azalırsa idrar miktarı artmaz.
  • ...Tatlı su balıkları vücut sıvısı derişimlerini dış ortamın derişimiyle eşitlemeye çalışmazlar.Böyle bir olaya gerek yoktur.Tuzu ise aktif taşımayla dışarıdan alırlar.Oluşturdukları idrar bol suludur.Bu balıklar su içmeye gerek duymazlar çünkü hipotonik ortamda yaşarlar.
  • ...Sıcak ve kuru bir ortamda yaşayan insanın öncelikle vücut iç sıcaklığı artar.Artan vücut sıcaklığını düşürmek için terlemeye başlar.En son aşamada ise terlemeye bağlı olarak doku sıvısındaki tuz miktarı azalır.
  • ...İnsanda kan plazmasının osmotik basıncı(su alma isteği) artarsa kandaki su miktarı azalmış olur.Bu olay insanda su ihtiyacının arttığını gösterir.Bunun sonucunda hipofiz bezinin arka lobundan ADH hormonu salgılanır ve böbreklerden suyun geri emilimi artar.Böylece atılan idrar miktarı azalır.
  • ...En fazla glikoz böbrek atardamarında bulunur.Henüz süzülme gerçekleşmemiştir.Süzülmeden sonra geri emilim gerçekleşir.Ancak bu kısımlarda glikoz bulunmaz.
  • ...Wolf kanalı erkek üreme sisteminde sperm kanalı olarak görev yaptığı gibi mezonefroz böbreklerle de ilişkilidir.
  • ...Vurgan(kontraktil)  kofulların temel işlevi protozoalarda fazla suyu aktif taşımayla dışarı pompalamaktır.
  • ...Ergin kuşlarda müler kanalı yumurta kabuğunun ve zarının oluşmasını sağlar.Bu yapının çıkarılması yumurta kabuğunun ve zarının oluşmasını engeller.
  • ...Yüksek kan basıncının etkisiyle glomerulustan bowman kapsülüne geçen süzüntüdeki glikoz, nefron kanallarından geçerken tamamen geri emilir.Bundan dolayı piramit kanallarında glikoz bulunmaz.
  • ...Homeostasi, vücut sıvısındaki maddelerin pH’ın ve ısının sabit tutulması olaylarının  tümüdür.Bu olayı gerçekleştirmek için metabolik artıkların vücuttan uzaklaştırılması gerekmektedir.Soluk verme ile CO2 atılır,terleme ile su ve tuz atılır.Dışkılama ile sindirim artıkları atıldığından  bu olay ile homeostasi sağlanmaz.
  • ...Amonyak zehirli bir madde olduğundan vücuttan atılımı sırasında fazla su gerektirir.Azotlu artıkların üre ve ürik asit şeklinde atılmasıyla vücudun su kaybı azaltılır.
  • ...İnsanda azotlu artıkların üre olarak atılması böceklerde ise ürik asit olarak atılması  su kaybını azaltır.İnsanda kanın ,böceklerde ise vücut sıvısının süzülmesi geri emilim gerçekleşmeseydi su kaybına neden olabilirdi.
  • ...Tuz oranının fazla olduğu ortamlarda yaşayan balıklar su kaybı tehlikesiyle karşılaşırlar.Su kaybını en aza indirmek için süzülme engellenir.Bundan dolayı glomerulusları gelişmemiştir.Fazla su solungaçlardan atıldığından balıklar bu olaydan etkilenmez.
  • ...Homeostasi, vücuttaki madde konsantrasyonlarının dengede olduğu kararlı bir ortamı ifade eder.
  • ...Nefronlarda süzülme olayı, glomerulus ve bowman kapsülü arasında gerçekleşir.İlk olarak süzüntü bowman kapsülünde  olduğu için en fazla glikoz bu bölgede bulunur.Süzüntü tüpçüklerde ilerledikçe glikoz kılcaldamarlara geri döner.
  • ...Böceklerde ürik asit kristalleşmesi son bağırsağa açılan malpighi tüpçüklerinde gerçekleşir.
  • ...Çölde yaşayan farelerin en önemli sorunları su kaybı tehlikesidir.Bu durumu engellemek için gelişmiş henle kulpuna sahip olmaları gerekir.Glomerulusun büyük olması ,daha fazla nefron taşımaları su kaybını artırır.
  • ...Tatlı sularda yaşamaya uyum sağlayan bir omurgalıda fazla suyun dışarı atılması ve tuzun vücut içinde tutulması gerekmektedir.Buna yönelik olarak canlıda su geri emilimi azaltılmalıdır.Bundan dolayı glomerulusları gelişmiştir ve seyreltik idrar oluştururlar.
  • ...Mezonefroz böbrek kurbağa ve balıkların erginlerinde bulunur.
  • ...Sürüngen ,kuş ve memeli erginlerinde metanefroz böbrek bulunur.
  • ...Denizlerde yaşayan canlılar yaşadıkları su ile osmotik denge sağlamak zorundadırlar.Dışarıdaki tuz miktarı fazla olduğundan  su kaybını önlemek için bazı adaptasyonlar geliştirmişlerdir.Tuzlu suda yaşayan bu canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirmek için su içerler.Basit bir glomerulusa sahip oldukları için fazla tuz idrarla atılamaz.Bu yüzden fazla suyu solungaçlardan atarlar.
  • ...Boşaltım sistemi , kanın sabit bir osmotik basınca sahip olmasını ve artık maddelerin dışarı atılmasını sağlar.Dolaşım sistemi ise dokulara oksijen ve besin sağlayıp CO2 ve atık maddeleri gerekli organlara götürür.Böylece dokularda zararlı maddelerin birikmesini engeller.Sindirim sistemi deyediğimiz besinlerdeki yararlı maddelerin emilmesini,gereksiz kısımlarının da dışarı atılmasını sağlar.Sonuçta üç sistem vücutta bir iç kararlılığın oluşmasını sağlar.
  • ...Yassı solucanlarda görülen protonefridyumun(alev hücreleri) görevi boşaltımdır.Böceklerde ise bu işi malpighi tüpçükleri yapar.
  • ...Ürogenital sistemle ilgili olarak sürüngen ve memelilerde ortak olarak müller kanalı,wolf kanalı,metanefroz böbrek ve wolf kanalının testislere açılması görülür.Memelilerde sidik kanalı için özelleşmiş bir açıklık bulunurken sürüngenlerde sidik kanalı dışkılığa(kolak) açılır.
  • ...Aminoasitlerin yıkımı sonucunda amonyak oluşur.Amonyağın çok zehirli olması ve vücuttan atılması için çok su gerektiğinden amonyak türevi olan üreye çevrilir.Karaciğerde oluşturulan üre böbreklerden dışarı atılır.Bu yüzden çok protein alan bireylerin  idrarlarında üre miktarı çok fazladır.Kanda bulunan glikoz böbreklerden geçerken glikozun tamamı geri emilir.Yani sağlıklı bireylerin idrarında glikoz bulunmaz.
  • ...Glomerulustan bowman kapsülüne su,iyonlar,aminoasitler,şekerler ve azot içeren artıklargeçer.Kan hücreleri ve plazma proteinleri geçemez.Bu yüzden glomerulustan bowman kapsülüne geçen sıvı yapı bakımından doku sıvısına benzer.Çünkü doku sıvısı kandan kılcaldamarların dışına çıkabilen maddeleri içerir.
  • ...Glikoz ve aminoasitler difüzyonla glomerulustan bowman kapsülüne geçer.Ancak sıvı proksimal tüpten geçerken bunların tamamı aktif taşımayla kana geri emilir.Bu yüzden sağlıklı insanların idrarında glikoz bulunmaz.
 

Soru ve Cevaplar İle Boşaltım Sistemimiz

1.Besin maddeleri içeriklerine göre kaça ayrılır?
Besin maddeleri içeriklerine göre karbonhidrat,yağ,protein,vitamin,su ve mineraller olarak gruplandırılır.

2.Sindirim nedir?
Büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere dönüştürülmesidir.

4.Sindirim hangi olayla başlar?
Sindirim çiğnemeyle başlar.

5.Mekanik sindirim nedir?
Besinlerin,çiğneme ve kas hareketleriyle küçük parçalara ayrılmasına mekanik sindirim denir.

6.Kimyasal sindirim nedir?
Besinlerin enzim adı verilen bazı salgılar yardımıyla parçalanmasına kimyasal sindirim denir.

7.Sindirim sistemimizi oluşturan yapı ve organlar nelerdir?
Ağız,yutak,yemek borusu,mide,ince bağırsak,kalın bağırsak ve anüstür.

8.Sindirime yardımcı organlar nelerdir?
Karaciğer ve pankreastır.

9.Ağızın sindirimdeki görevi nedir?
Besinlerin mekanik sindirimi ağızda çiğnemeyle başlar. Yine karbonhidratların kimyasal sindirimi ağızdaki tükürük içindeki enzimler sayesinde başlar.

10.Yutak hakkında bilgi verin.
Yutak besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar.

11.Yemek borusu hakkında bilgi verin.
Besinleri yapısında bulunan kaslar yardımıyla mideye iletir.

12.Midenin yapısı ve görevi hakkında bilgi verin.
Besinlerin mekanik sindirimi midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir. Böylece besinler parçalanarak küçük moleküller haline getirilmiş olur. Proteinlerin sindirimi midede başlar.

13.Yağların sindirimi nerede başlar?
İnce bağırsakta.

14.İnce bağırsağa hangi organlardan hangi maddeler gönderilir?
Safra ve pankreas özsuyu.

15.Yağların,proteinlerin ve karbonhidratların sindirimi nerede tamamlanır?
İnce bağırsakta

16.İnce bağırsaktaki emilim olayı hakkında bilgi verin.
En küçük yapı birimlerine kadar parçalanmış moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesine emilim denir.

17.Sindirim sistemini en uzun bölümü neresidir?
İnce bağırsaktır.

18.Besinler içerisinde kalan su ve mineraller  nerede emilir?
Kalın bağırsakta.

19.Atık maddeler sindirimin sisteminin son bölümü olan nereye gönderilir?
Anüse gönderilir.

20.Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılmayan,bölümü nereden vücuttan uzaklaştırılır?
Anüsten uzaklaştırılır.

21.Sindirime yardımcı olan organlar nelerdir?
Karaciğer ve pankreastır.

22.Karaciğerin salgıladığı sıvıya ne ad verilir?
Safra denir.

23.Safra sıvısının görevi nedir?
Safra sıvısı büyük yağ damlalarını küçük parçalara ayırarak yağların mekanik sindirimini sağlar.

24.Pankreas hangi maddeyi salgılar?
Pankreas özsuyunu salgılar.

25.Pankreas özsuyunun görevi nedir?
Pankreas özsuyu;proteinlerin,karbonhidratların ve yağların kimyasal sindirimini gerçekleştiren enzimler içerir.

26.Besin içeriklerinin hücreye kadar izlediği yol nasıldır?
Besin içerikleri ince ve kalın bağırsaktan emilim ile kana geçer. Besin içerikleri kan içerisinde hücrelere taşınır. Besin içerikleri kandan vücuttaki çeşitli hücrelere geçer.

27.Vücudumuzu sıcak tutmak,darbelerden korumak ve enerji sağlamak için gerekli olan madde nedir?
Yağlardır.

28.Dengeli ve yeterli beslenme nedir?
Besin içerikleri olan protein,karbonhidrat,yağ,vitamin,mineral ve suyun ihtiyacımızı karşılayacak oranda birlikte alınmasıdır.

29.Sindirim sitemini hangi faktörler olumsuz yönde etkiler?
Stres,dengesiz ve yetersiz beslenme.

30.Sindirim sistemimizin sağlığını korumak için neler dikkat etmeliyiz.
*Çok sıcak ve çok soğuk şeyler yiyip içmemeliyiz.
*Lokmaları iyice çiğnemeli ve yavaş yemeliyiz.
*Sindirim sistemimizi yoracak kadar çok yemeden kalkmalıyız.
*Kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durmalıyız. V.b

Böbreğin Yapısı ve Kesilerek İncelenmesi

 

BÖBREĞİN YAPISI


DENEYİN AMACI : Böbreğin yapısını incelemek ve önemini kavramak.
KULLANILAN MALZEMELER : Koyun (hayvan) böbreği, makas, bisturi, küvet.
DENEYİN YAPILIŞI, ANALİZİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
1. Böbreği elinize alarak şeklini çiziniz (Şekil 1.1).
2. Dokunarak sertliğini, yapısını ve üzerindeki yapıları anlamaya çalışınız.
3. Böbreğin üzerindeki yağ tabakasını ve zar kısmını keserek alınız (Şekil 1.2).
4. Böbrek damarlarını ve idrar kanalını inceleyiniz (Şekil 1.3).
5. Böbreği çukur kısmından enine kesiniz (Şekil 1.4).
6. Böbreğin kısımlarını inceleyiniz (Şekil 1.5 ve Şekil 1.6).

Diyaliz ve Diyaliz Makinesi

 DİYALİZ
Diyaliz Makinesi 

Böbrek yetersizliği çeken hastaların belirli zamanlarda bağlanmak zorunda kaldıkları suni böbrek makinesine verilen addır. 

İki tüpten oluşan bu makinenin tüplerinden biri hastanın bileğindeki atardamarına, diğeri ise toplardamarına bağlanıyor. Tüpün içersinde kanın düzenli akışını sağlayan iki pompa var. Damarlar-dan çıkan tüpler, üzeri yarı geçirgen bir zarla kaplı olan başka bir tüpün etrafını dolaşıyor. 

Bu büyük tüp, içinde diyaliz denilen tuzlu solüsyonun bulunduğu bir kabın içinde duruyor. Hastanın zararlı maddelerle kirlenmiş kanı birinci tüple alınıyor ve diyaliz solüsyonunun içinden geçirilerek bu zararlı maddelerden arındırılıyor. Daha sonra temizlenen kan diğer tüple yeniden damara verilerek diyaliz işlemi sonuçlanmış oluyor. 

Genel Bilgiler   
Vücutta birikmiş üre gibi zararlı maddelerin ve aşırı suyun bir membran aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. İlerlemiş böbrek yetmezliğinin tedavisinde kullanılır. Diyaliz tedavisi bozulmuş böbrek işlevlerinin bir kısmını düzenleyerek yaşamın devam etmesini sağlar. 30-40 yıl önce ilerlemiş böbrek yetmezliği olan hastalar günler-haftalar içinde kaybedilirdi. 

Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, bu hastalarda önce yaşam süresini uzatmış, daha sonra yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Bu nedenle günümüzde diyaliz hastaları şanslıdır.

 Diyaliz tedavisi iki şekilde uygulanabilir.      1. Hemodiyaliz      2. Periton diyalizi 


Hemodiyaliz   
İlk kez 1944 yılında Hollandalı bir hekim olan  Kolff tarafından yapılmıştır. Özel bir membran ile hastanın kanının makineler aracılığı ile temizlenmesi işlemidir. Hemodiyaliz işleminin gerçekleşmesi için yeterli kan akımı sağlanmalı, bir membran ve hemodiyaliz makinesi sağlanmalıdır. Yeterli kan akımınının sağlanması için hastanın atar ve toplar damarı arasında bir pencere (arteriyovenöz fistül ) yaratılmalı veya hastanın büyük bir toplar damarına geçici kateter konmalıdır. 

Hemodiyaliz tedavisi hastanın böbrek yetmezliğinin şiddetine, yaptığı idrar miktarına bağlı olmak üzere haftada 2 - 3 kez 4 - 6 saat süre ile uygulanır. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi hastada hasara ve ölümlere yol açabilir. Hemodiyaliz tedavisi  genellikle hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır. Ancak uygun makine ve ekipmanla evde de uygulanabilir.   Türkiye’de yaklaşık 15 bin hemodiyaliz hastası vardır. 


  Periton diyalizi    Periton karın boşluğunda bulunan  organların etrafındaki zar için kullanılan tıbbi  terimdir. Periton zarının (membran) insanlardaki yüzey alanı yaklaşık 2 metrekare’dir. Periton diyalizinde (hemodiyalizden farklı olarak özel bir membran yerine) periton membranı kullanılır. İlk kez 1923 yılında Ganter tarafından gerçekleştirilmiştir. 

Periton diyalizinin gerçekleşmesi için 3 teknik unsura gereksinim vardır:   
1.Karına yerleştirilmiş kateter    2.Uygun diyaliz sıvısı    3.Kateter ve diyaliz sıvısı arasındaki bağlantı sistemi 

Periton diyalizi tedavisi değişik şekillerde uygulanabilir. Bunlardan en sık uygulanan teknik sürekli ayaktan periton diyalizidir. Periton diyalizi makinesi kullanılarak değişik periton diyalizi teknikleri geliştirilmiştir. 


Sürekli ayaktan periton diyalizi   Periton boşluğuna doldurulan diyaliz sıvısının 4-8 saat beklemeyi takiben yenisi ile değiştirildiği basit bir yöntemdir. Genellikle günde 4 kez hastanede veya evde yapılır. En önemli avantajı hasta tarafından evde yapılabilmesidir. Bu tedavinin başarılı olmasında eğitim çok önemlidir. Türkiye’de yaklaşık 1500 periton diyalizi hastası vardır.   Hastalar tıbbi bir engel yoksa hemodiyaliz veya periton diyalizinden birisini seçebilirler

Boşaltım Sistemi

BOŞALTIM SİSTEMİ :

1- Boşaltım Sistemi : 
Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için dışarıdan aldıkları besin içerikleri, vücutta enerji üretimi için, yapım ve onarım için ve düzenleyici olarak kullanılır. Besin içeriklerinin hücrelerde yaşamsal faaliyetlerde kullanılması (besin maddelerinin hücrelerde parçalanması) sonucu oluşan su, madensel tuzlar, karbondioksit gazı, amonyak, üre, ürik asit gibi zararlı ve atık maddelerin vücut dışına atılmasına boşaltım denir. Boşaltım olayını gerçekleştiren sisteme boşaltım sistemi denir. Boşaltım olayında, hücrelerde oluşan zararlı atık maddeler, vücuda dışarıdan alınarak kana karışan zararlı maddeler ve vücudun ihtiyacından fazla alınan yararlı maddeler dışarıya atılır. 
İnsanlarda boşaltım sistemini oluşturan organlar; böbrekler, idrar (sidik) borusu (kanalı) (üreter), idrar (sidik) torbası (kesesi) ve üretradır. 
İnsanlarda deri, akciğerler ve kalın bağırsak ta boşaltım yapan diğer organlardır. Ayrıca karaciğer de boşaltıma yardımcı organdır. 
İnsanlarda boşaltım sistemi, solunum ve dolaşım sistemleri ile birlikte çalışır.

SORU : 1- Nefron nedir? 
2- Diyaliz nedir? 
3- Vücut, besin içeriklerini ne için kullanır? (Enerji üretimi, yapım, onarım ve düzenleyici olarak kullanır). 
3- Besin içerikleri vücutta kullanıldıktan sonra ne olur? (Atık maddeler oluşur).

2- Boşaltım Sistemi Organları ve Görevleri : 
İnsanlarda boşaltım sistemi; böbrekler, idrar (sidik) borusu (kanalı) (üreter) ve idrar (sidik) torbası (kesesi) ve üretradan oluşur.

a) Böbrekler : 
Böbrekler, vücutta yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan su, üre, ürik asit ve madensel tuzlardan oluşan atık maddelerin kandan süzülerek idrar şeklinde vücut dışına atılmasını sağlar. Yani insanlarda boşaltım olayını gerçekleştiren organ böbreklerdir. 
Böbrekler karın boşluğunun arkasında ve bel hizasında, bel omurlarının (omurganın) iki yanında biri sağda biri solda olmak üzere iki tane olan ve kuru fasulyeye benzeyen (10 cm uzunluğundaki) koyu kırmızı renkli organlardır. Böbreklerin çukur olan orta kısımları birbirine dönüktür. (Böbrekler, eller bele konduğunda, belin arkasında başparmakların geldiği yerlerde bulunur). 
Böbreklerin üst kısımlarında hormon salgılayan böbrek üstü bezleri bulunur. Böbreklerin etrafında kalın yağ tabakası bulunur. Bu yağ tabakası böbrekleri dış etkilere karşı korur. Böbreğin en dışında yer alan saydam, ince ve dayanıklı olan yapıya da böbrek zarı denir. 
Böbreklerin birbirine bakan kısımları çukur olup, bu kısımlara göbek denir. Böbreklerin çukur olan orta kısımlarına böbrek atardamarı, böbrek toplardamarı ve idrar borusu bağlıdır. (Aorttan ayrılarak, süzülecek kanı böbreğe getiren böbrek atardamarı göbeğe girer; böbrekten kan götüren böbrek toplardamarı ve idrar kanalı göbekten çıkar). 
Böbrekler, kabuk bölgesi, öz bölgesi ve havuzcuk olmak üzere üç kısımdan oluşur.

1- Kabuk Bölgesi (Korteks) : 
Böbrek zarının hemen altında yer alan, toplu iğne başı görünümündeki kırmız renkli taneciklerden oluşan kısımdır. Kabuk bölgesine böbrek atardamarı bağlıdır. Böbrek atardamarı ile gelen kandaki su, üre, ürik asit ve madensel tuzlar gibi zararlı ve atık maddelerin süzüldüğü yerdir. 
Kabuk bölgesinde, kandaki atık maddeleri süzen taneciklere (kısma) süzücü cisimcik veya nefron (malpighi tanecikleri) denir. Nefronlar, böbreğin en küçük görev birimidir. (Her böbrekte yaklaşık 1 milyon nefron vardır). 
2- Öz (Medulla) Bölgesi : 
Kabuk bölgesindeki nefronlar tarafından kandan süzülen su, üre, ürik asit ve madensel tuzlar gibi zararlı ve atık maddelerin yani süzüntünün yani idrarın havuzcuğa taşındığı yerdir. Atık maddeler yani idrar, öz bölgesindeki idrar kanalcıklarından geçerek havuzcuğa taşınırlar. 
Öz bölgesine böbrek toplardamarı bağlıdır. Süzülen ve temizlenen kan, böbrek toplardamarı ile alınarak böbreklerden uzaklaştırılır.

3- Havuzcuk (Pelvis) Bölgesi : 
Böbreğin ortasında bulunan ve kandan süzülen su, üre, ürik asit ve madensel tuzlardan oluşan idrarın böbreklerde toplandığı yerdir. Havuzcuğa, idrar borusu (kanalı) bağlıdır. (Sağlam bağ dokudan yapılmıştır).

b) Üreter (İdrar (Sidik) Borusu (Kanalı)) : 
Böbreğin havuzcuk kısmına bağlı olan ve havuzcukta toplanan idrarı, idrar torbasına (kesesine) taşıyan 22 – 25 cm uzunluğundaki borudur.

c) İdrar (Sidik) Torbası (Kesesi) (Mesane) : 
Üreter (idrar borusu) ile böbreklerden gelen idrarın vücutta toplandığı yerdir. İdrar torbası kuvvetli kaslardan yapılmıştır ve gerektiğinde genişleyerek idrarı bir süre depolar. İdrar torbasında depolanan idrar, buraya bağlı olan idrar yolundan (üretradan) ile vücut dışına atılır.

3- Boşaltım Yapan Diğer Organlar : 
İnsanlarda akciğerler, deri ve karaciğer boşaltım yapan diğer organlardır.

a) Akciğerler : 
Hücrelerde solunum olayı sonucu oluşan karbondioksit gazını ve su buharını, soluk verme yoluyla vücut dışına atarak boşaltım yapar.

b) Deri : 
Vücutta fazla olan su ve madensel tuzları terleme yoluyla vücut dışına atarak boşaltım yapar. Ayrıca terleme yoluyla (dışarı atılan su molekülleri, ısı moleküllerini taşır) vücudun ısı dengesi sağlanmış olur.

c) Karaciğer : 
Hücrelerde solunum olayında bazı besinler (proteinler) parçalandığında amonyak denilen ve çok zehirli olan bir sıvı oluşur. Karaciğer, çok zehirli olan amonyağı, daha az zehirli olan üre ve ürik aside çevirerek boşaltıma yardımcı olur. 
Karaciğer, yaşlanmış alyuvarlar hücrelerini parçalar ve oluşan atıklarını safra sıvısı ile bağırsaklara göndererek boşaltım yapar.

d) Kalın Bağırsak : 
Kalın bağırsak, ince bağırsaktan kana geçemeyen besinler ile su, madensel tuzlar (mineraller), besin atıkları ile safra sıvısının bir süre depolanmasını ve sindirim sisteminin son bölümü olan anüse iletilip anüsten de dışkı yoluyla vücut dışına atılmasını sağlar.

NOT : 1- Atık maddeleri vücuttan uzaklaştıran organlar; 
• Böbrekler 
• Akciğerler 
• Deri 
• Kalın bağırsak 
• Karaciğer (Boşaltım yapmaz).

SORU : 1- Vücudumuzdaki atık maddeleri uzaklaştıran organlar hangileridir?


4- İnsanda Boşaltım Olayının Gerçekleşmesi : 
Hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan su, madensel tuzlar, karbondioksit gazı ve amonyak kana verilir ve toplardamarlar ile kalbe getirilir. 
Kalbe gelen kirli kan önce akciğer atardamarı ile akciğerler gönderilir ve içindeki karbondioksit gazı solunum sisteminden soluk verme yoluyla vücut dışına atılır. Temizlenen kan akciğer toplardamarı ile kalbe geri gelir. Kalbe gelen kan aort atardamarı ile vücuda pompalanır. Vücuda pompalanan kan, karaciğere gelir ve kandaki amonyak, üre ve ürik aside çevrilir. Kan daha sonra böbrek atardamarı ile böbreklere gelir. (Böbrek atardamarı, aorttan ayrılan damarlardan biridir.) 
Böbreklere gelen kirli kandaki su, üre, ürik asit ve madensel tuzlar, kabuk bölgesindeki nefronlar tarafından süzülür. Süzülen ve temizlenen kan, böbrek toplardamarı ile böbreklerden uzaklaştırılır. (Böbreğe gelen kan oksijen yönünden, böbrek toplardamarı ile böbreklerden giden kan karbondioksit yönünden zengindir. Böbrek toplardamarı, alt ana toplardamara bağlanır). 
Kabuk bölgesindeki nefronlar tarafından süzülen su, üre, ürik asit ve madensel tuzlardan oluşan süzüntü yani idrar, öz bölgesindeki idrar kanalcıklarından geçerek havuzcukta toplanır. Havuzcuktaki idrar, idrar borusu ile idrar torbasına taşınır ve idrar torbasından da idrar yoluyla vücut dışına atılır. 
(Süzüntüdeki suyun büyük bir bölümü, glikoz ve diğer besin maddeleri öz bölgesindeki toplama kanalcıkları tarafından emilerek tekrar kana geçer. Bu olaya geri emilim denir. Böylece yararlı maddelerin vücut dışına atılması engellenmiş olur. Süzüntüdeki su ve besinler emildikten sonra havuzcukta kalan sıvıya idrar denir).


SORU : 1- Böbrek yetmezliği hastaların günlük yaşantısını nasıl etkiler? 
2- Diyaliz cihazı, böbrek yetmezliği hastalarının tedavisinde nasıl kullanılır? (Böbreklerin görevini yerine getirir ve kandaki idrarı süzer). 
3- Böbrek nakli, böbrek hastalarının hayatı açısından nasıl bir öneme sahiptir? (Böbrek yetmezliği hastalığının kesin tedavisi olduğu için diyaliz makinesine bağlanmaya ihtiyaç duymazlar). 
4- Böbrek yetmezliği hastaları için teknolojik gelişmelere bağlı olarak başka hangi tedavi yöntemleri vardır? 
5- Ülkemizde böbrek nakli ihtiyacı karşılanabiliyor mu? 
6- Hastalara böbrek nakli nasıl yapılır? 
7- Boşaltım sistemi ile ilgili hastalıklarda hangi teknolojik gelişmeler kullanılır?


5- Boşaltım Sisteminde (Böbreklerde) Görülen Hastalıklar : 
Boşaltım sisteminde; böbrek iltihabı, böbrek taşı, böbrek yetmezliği, idrar torbası ve idrar yolu iltihabı, nefrit, üremi, albümin, sistit, şeker hastalığı ve yüksek tansiyona bağlı olan böbrek rahatsızlıkları görülür.

a) Böbrek İltihapları : 
Böbreğin öz bölgesinde veya havuzcuğunda görülür. İdrar tutamama, bel ağrısı, halsizlik, üşüme, ateşlenme gibi belirtileri vardır.

b) Böbrek Taşları : 
İdrardaki madensel tuzların (kalsiyum tuzları, D vitamini ve azotlu bileşiklerin), idrar kanalcıklarında veya havuzcukta veya idrar borusunda birikmesi ile oluşur. Erkeklerde daha fazla ortaya çıkar. Sancı ve idrarda kan görülmesi gibi belirtileri vardır. (Taş oluşumunun önlenmesi için günde yeterince su içilmeli, süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketiminden uzak durulmalıdır.) 
Böbrek taşlarının tedavi yöntemlerinden biri taş kırmadır. Bunun için yüksek enerjili (ultrasonik) ses dalgaları kullanılır ve ses dalgaları cilde ve böbreklere zarar vermeden taşları kırabilir. Kırılan taşlar idrarla dışarı atılır. Büyük ve kırılamayan taşlar ise ameliyatla alınabilir.

c) Böbrek Yetmezliği : 
Böbreklerin tamamen veya kısmen (€) görevini yerine getirememesi hastalığıdır. Bu hastalığı taşıyan insanların kanındaki su, üre, ürik asit ve madensel tuzları temizlenmesi için DİYALİZ makinesine bağlanması veya böbrek naklini yapılması gerekir. 
Diyaliz makinesi, idrarla atılamayan su, üre, ürik asit ve madensel tuzların kandan süzülerek kanın temizlenmesini sağlar. Bu yöntem, kalıcı tedavi sağlamaz. Kalıcı tedavi için böbrek naklinin yapılması gerekir. 
Organ nakli, canlı bir kişinin bir böbreğini (sağlıklı bir kişi tek böbrekle de yaşayabilir ) ya da yeni ölmüş ama organları hala canlı birinin böbreğini alarak yapılabilir.

d) Nefrit : 
Nefronların iltihaplanması hastalığıdır. Yüz, göz ve ayak bileklerinde şişme gibi belirtileri vardır. Bulaşıcı hastalıklar sonucu oluşur.

e) Üremi : 
Böbrek yetmezliği sonucu idrarla atılması gereken zararlı ve atık maddelerin atılamayıp kanda (vücutta) birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalıktır.

f) Albümin : 
Nefronların görevini yapamaması sonucu, proteinli maddelerin idrara geçmesidir.

g) Sistit : 
Üreme organları veya kan yoluyla gelen mikropların, idrar yollarında oluşturduğu yanmadır.

SORU : 1- Boşaltım sisteminin sağlığının korunması için neler yapılmalıdır? 
2- Hastalanıldığında niçin idrar tahlili istenir?

6- Boşaltım Sisteminin Sağlığı ve Korunması :

1- Yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. (Böbreklerin rahat çalışması için bol sıvıya ihtiyacı vardır. Alınan sıvı miktarı sıcak ve kuru havalarda arttırılmalıdır. Günlük en az 2 litre su alınmalıdır.) 
2- İdrar uzun süre tutulmamalıdır. (Böbrek taşları oluşabilir). 
3- Böbrekler ve idrar yolları soğuktan korunmalıdır. (Böbrek sağlığı için). 
4- Aşırı acı ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir. 
5- Düzenli banyo yapılmalıdır. (Derideki gözeneklerin açılması için). 
6- İçilen su ve yenilen besinler temiz olmalıdır. 
7- Böbrek iltihabı rahatsızlıklarında tedavi yarıda kesilmemeli ve ilaçlar zamanında alınmalıdır. 
8- Diş çürükleri ve boğaz iltihabı hemen tedavi ettirilmelidir. (Çürük veya iltihaba yol açan mikroorganizmalar, kalıcı böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir.) 
9- Kişisel temizliğe dikkat edilmelidir.

NOT : 1- Boşaltım sistemi, solunum ve dolaşım sistemleri ile birlikte çalışır. 
2- İdrarda safra sıvısı olduğu için idrar sarı renklidir. 
3- Kandan süzülen idrarda glikoz (şeker) varsa bu kişi şeker hastasıdır. 
4- Bel soğukluğu ve AİDS, cinsel yolla veya kan yoluyla bulaşan bulaşıcı hastalıklardır ve bu hastalıklar böbreklerin çalışmasını engellerler. 
5- Böbreklerin en küçük görev birimi nefronlardır. Nefronlar, süzme ve geri emilme yoluyla çalışırlar. 
6- • Her böbrekte yaklaşık 1 milyon tane nefron bulunur. 
• Vücutta her 1 dakikada kanın 1 litresi böbreklerden geçer. Günde ortalama 500 litre kan böbrekler tarafından süzülür. 
• Böbrekler her 10 – 20 dakikada bir vücuttaki kanın tamamının süzülmesini sağlar. Bu işlem günde 100 – 150 kez tekrarlanır. 
• Böbreklerde süzülen kanın ˜–99’u geri emilerek böbreklerden uzaklaştırılır. 
• Günde ortalama 1,5 – 2 litre idrar oluşur. (Hayat boyu yaklaşık 45.000 litre). 
• İdrar kesesi, yetişkin insanlarda 600–700 mlt kadar, çocuklarda ise 500 mlt kadar idrar tutabilir. Çocuklarda idrar kesesinin ¼ ü dolunca çocuk idrar yapma ihtiyacı duyar. 
7- Kalın bağırsak, boşaltım sistemi organı değildir, sindirim sistemi organıdır. 
8- Böbrek atardamarı → Oksijeni bol, taşıdığı kanda zehirli atıklar fazla. 
Böbrek toplardamarı → Karbondioksiti bol, taşıdığı kan zararlı maddelerden arındırılmış. 
9- Bir nefronun yapısı üç kısımdan oluşur: 
1- Glomerül : Kılcal damarların oluşturduğu yumaktır. 
2- Bowman Kapsülü : Kılcal damar yumağının ( glomerül’ün ) 
çevresini saran zarsı yapıdır. 
3- Boşaltım Kanalcıkları : Bowman kapsülünün devamıdır. 
Kanalcıklar kıvrımlı olup, yer yer ‘U’ görünümü alırlar.(U kısım kabuk bölgesinde değildir, öz bölgesine sarkmıştır.) Boşaltım kanalcıkları, böbreğin ortasına açılan toplama kanallarına uzanırlar. 
10- Öz bölgesinde taban kısmı kabuk bölgesine, tepe kısmı havuzcuğa bakan, piramit şeklinde yapılar vardır. Bunlara malpighi piramitleri denir. Bu piramitler idrar toplama kanallarından oluşur. Ayrıca boşaltım kanalcıklarının U kısmı da öz bölgesindedir. 
Öz bölgesi süzülen sıvıdaki faydalı maddelerin geri emildiği yerdir. 
11- İdrarın oluşması ve vücuttan atılması : 
• Kan, böbrek atardamarları yoluyla böbreklere gelir ve nefronlarda süzülür. 
• Kan içindeki yararlı maddeler, süzülme sırasında nefronlarda emilir (geri emilim) ve tekrar kana geçer. 
• Süzülerek temizlenen bu kan, böbrek toplardamarı ile böbreklerden çıkar. 
• Süzülmeden sonra kalan tuzun ve suyun fazlası ile üre idrarı oluşturur. 
• Oluşan idrar, üreterde ve idrar kesesinde toplanır. 
• İdrar üretra ile vücuttan dışarı atılır. 
12- Boşaltım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalına nefroloji denir.

 

1- Ülkemizde böbrek nakli ihtiyacı karşılanabiliyor mu? 
Ülkemizde yaklaşık 30 bin kronik böbrek yetmezliği hastası, haftanın üç günü diyaliz cihazına bağlı olarak “böbrek nakli olabilmek umuduyla’ hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak bu hastaların yılda sadece 600’ü bu imkânı elde edebiliyor. Ülkemizde bugüne kadar toplam 4800 böbrek nakli yapılmıştır. Yeterli sayıda organ bağışı yapılmadığından böbrek nakli ihtiyacı karşılanamamaktadır.

2- Hastalar böbrek nakli nasıl yapılıyor? 
Yaşayan bir insanın böbreklerinden birinin nakil ihtiyacı olan bir başkasına ameliyatla nakledilmesi şeklinde yapılır. Ayrıca beyin ölümü geçekleşmiş bağışçının böbreğinin alınarak ihtiyacı olan bir kişiye verilmesi yoluyla da gerçekleşir

Boşaltım Sistemimiz Vücudumuzdan Atıkları Uzaklaştırır (Konu Anlatımı)

Boşaltım Sistemimiz Vücudumuzdan Atıkları Uzaklaştırır

 

 Canlılar hayatsal faaliyetlerini yürütebilmek için dışarıdan besin alırlar. Bu besinleri enerji verici, yapıcı onarıcı ve düzenleyici olarak kullanırlar. Besin içeriklerinin hayatsal faaliyetlerde kullanılmasından sonra kalan su, madensel tuzlar, CO2, amonyak, üre ve ürik asit gibi zararlı maddelerin vücut dışına atılmasına boşaltım denir.Boşaltım olayını gerçekleştiren sisteme de boşaltım sistemi adı verilir. Boşaltım sistemi sayesinde sindirim sonucu hücrelerde oluşan artık maddeler, dışarıdan vücuda girmiş olan zararlı maddeler ve yararlı olmasına rağmen hücrelere fazla gelen maddeler vücut dışına atılır.

 

Vücudumuz için gerekli besin içerikleri, enerji üretimi için, yapım-onarım için ve düzenleyici olarak kullanılır. Bu sırada vücudumuza zararlı olan ve vücudumuzdan uzaklaştırılması gereken bazı atık maddeler de oluşur. Oluşan atık maddeler vücudumuzdan boşaltımda görevli yapı ve organlartarafından uzaklaştırılır.

 

 

 

Atık Maddeleri Vücudumuzdan Uzaklaştıran Organlar

 

Böbrekler, akciğerler, karaciğer, deri ve kalın bağırsak atık maddeleri vücudumuzdan uzaklaştıran organlardır. Bu organlar atık maddeleri idrar, solunum, terleme ve dışkı yoluyla atar.  Eğer bu atık maddeler vücudumuzdan uzaklaştırılmadıkları takdirde zehirleyici olabilir. Bunun sonucu olarak vücudumuz görevlerini yerine getiremez. Aşağıdaki şemayı inceleyelim

 

 

Deri Vücudumuzdan suyun ve tuzun fazlasını terleme yoluyla dışarı atar.Aynı zamanda bu sayede vücut sıcaklığı da korunmuş olur.

Akciğerler Kan içindeki karbon dioksiti ve suyu soluk verme esnasında vücut dışına atar.

Karaciğer Proteinlerin sindirilmesi sonucunda oluşan zehirli bir maddeyi, daha az zararlı olan üreye dönüştürür.

Kalın bağırsak Su, safra ve besin atıklarının dışkı şeklinde vücuttan atılmasını sağlar.

Böbrekler Kan içindeki zararlı atıkları ve üreyi süzerek idrar şeklinde vücuttan uzaklaştırır.

 

Boşaltım Sistemimizi Oluşturan Yapı ve Organlar

 

Besin içeriklerinin hücrelerimiz tarafından kullanılması sonucunda atık maddeler oluşur. Oluşan bu atık maddeler hücrelerimizden kanımıza geçer. Atık maddelerle
kirlenmiş kanın vücudumuza zarar vermemesi için bir an önce temizlenmesi gerekir. Bu atık maddeler vücudumuzdan boşaltım yoluyla uzaklaştırılır. Tıpkı fabrikaların zehirli atıkları temizleyerek uzaklaştıran arıtma tesisleri gibi vücudumuzdan atık maddeleri uzaklaştıran ve boşaltım sistemi adı verilen bir sistem vardır.
Boşaltım sistemimiz; böbrekler, üreter, idrar kesesi ve üretradan oluşur. Böbrekler boşaltım sistemimizin önemli organlarından biridir.

 

Karaciğerin boşaltımdaki görevi:Hücrelerde solunum olayında bazı besinler (proteinler) parçalandığında amonyak denilen ve çok zehirli olan bir sıvı oluşur. Karaciğer, çok zehirli olan amonyağı, daha az zehirli olan üre ve ürik aside çevirerek boşaltıma yardımcı olur.
Karaciğer, yaşlanmış alyuvarlar hücrelerini parçalar ve oluşan atıklarını safra sıvısı ile bağırsaklara göndererek boşaltım yapar.
 

 


Böbreklerin Boşaltım Sistemi İçin Önemi

 

Böbrekler: Bel omurlarımızın iki yanında yer alan organlarımızdır. Böbreğin şekli fasulyeye benzer. Yaklaşık uzunluğu 10 cm’dir. Böbreklerimizin görevi, vücudumuzun çeşitli faaliyetleri sonucu oluşan atık maddeleri kanımızdan süzerek uzaklaştırmaktır. Kanımızda atık maddelerin yanı sıra karbonhidratların, yağların ve proteinlerin sindirilmesi sonucunda oluşan küçük moleküller ile vitamin ve su gibi yararlı maddeler de bulunur. Öyleyse, böbreklerimizin kanımızı süzerken kanımızın içindeki yararlı maddeleri koruyup atık maddeleri uzaklaştırması gerekir. Peki böbrekler kanımızı süzerek nasıl temizler? Kanımız, böbreğimizin temel birimi olan nefronlar tarafından süzülerek temizlenir.

 

Önemli NOT:

*Böbrekler, vücutta yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan su, üre, ürik asit ve madensel tuzlardan oluşan atık maddelerin kandan süzülerek idrar şeklinde vücut dışına atılmasını sağlar. Yani insanlarda boşaltım olayını gerçekleştiren organ böbreklerdir.

*Süzüntüdeki suyun büyük bir bölümü, glikoz ve diğer besin maddeleri öz bölgesindeki toplama kanalcıkları tarafından emilerek tekrar kana geçer. Bu olaya geri emilim denir. Böylece yararlı maddelerin vücut dışına atılması engellenmiş olur. Süzüntüdeki su ve besinler emildikten sonra havuzcukta kalan sıvıya idrar denir


Her bir böbrekte, yaklaşık bir milyon nefron bulunur.
Nefronlar boşaltım maddelerini kandan süzer ve idrar oluşumunu sağlar, böylece kanımızı temizler. Peki, böbreklerimiz idrarı nasıl oluşturduğunu biliyor musunuz?
 


1. Kan, böbrek atardamarları yoluyla böbreklere gelir ve nefronlarda süzülür.
2. Kan içindeki yararlı maddeler, süzülme sırasında nefronlarda emilir ve tekrar kana geçer.
3. Süzülerek temizlenen bu kan, böbrek toplardamarı ile böbreklerden çıkar.
4.Süzülmeden sonra kalan tuzun ve suyun fazlası ile üre idrarı oluşturur.
5.Oluşan idrar, üreterde ve idrar kesesinde toplanır.
6.İdrar üretra ile vücuttan dışarı atılır.

 

Önemli NOT:

*Vücudumuzda boşaltıma yardımcı olan organlar: Terleme yolu ile atık maddeleri vücuttan uzaklaştıran DERİ , Solunum sonucu atık karbondioksit v su buharını atan AKCİĞER , bazı maddelerin parçalanması sırasında oluşan zehirli maddeleri sindirim kanalına boşaltan KARACİĞER  

*Kanımız böbreğimizin temel birimi olan nefronlar tarafından süzülerek temizlenir. Böbreklerimizin kanımızı süzerek atıkları idrar şeklinde uzaklaştırır.

*Vücuda pompalanan kan, karaciğere gelir ve kandaki amonyak, üre ve ürik aside çevrilir. Kan daha sonra böbrek atardamarı ile böbreklere gelir. (Böbrek atardamarı, aorttan ayrılan damarlardan biridir.)Böbreklere gelen kirli kandaki su, üre, ürik asit ve madensel tuzlar, kabuk bölgesindeki nefronlar tarafından süzülür. Süzülen ve temizlenen kan, böbrek toplardamarı ile böbreklerden uzaklaştırılır. 
*Dışkılama: Sindirilmeyen besinlerin sindirim sisteminden atılması olayıdır. Boşaltım olayı değildir.

*Damlama:Nemli havalarda sabahın erken saatlerinde bitkilerin yaprakları üzerinde su damlacıkları görülür . Bitki attığı bu su damlacıkları sayesinde bitkideki fazla su ve mineraller bünyesinden atılır.

*Bitkiler boşaltımı ; su ve karbondioksiti yaprak gözeneklerinden ve yaprak dökümü ve köklerden ise fazla su ve madensel tuz boşaltımı yapar.

*Tek hücrelilerde ( Amip , öğlana , paremezyum gibi)  boşaltımı hücre zarından yaparlar

*Tek delikliler: Kurbağa , balık , sürüngen ve kuşlarda boşaltım ve üreme  tek bir açıklıktan yapılır. Buna göre bu delikten sperm , dışkı , yumurta çıkar.

*Memeli erkeklerde: İdrar ve sperm aynı delikten dışkı ayrı delikten atılır.

*Memeli dişiler: İdrar , dışkı ve yumurta 3 ayrı delikten atılır.

 

Boşaltım Sisteminin Sağlığı ve Korunması :

1- Yeterli miktarda sıvı alınmalıdır. (Böbreklerin rahat çalışması için bol sıvıya ihtiyacı vardır. Alınan sıvı miktarı sıcak ve kuru havalarda arttırılmalıdır. Günlük en az 2 litre su alınmalıdır.)
2- İdrar uzun süre tutulmamalıdır. (Böbrek taşları oluşabilir).
3- Böbrekler ve idrar yolları soğuktan korunmalıdır. (Böbrek sağlığı için).
4- Aşırı acı ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir.
5- Düzenli banyo yapılmalıdır. (Derideki gözeneklerin açılması için).
6- İçilen su ve yenilen besinler temiz olmalıdır.
7- Böbrek iltihabı rahatsızlıklarında tedavi yarıda kesilmemeli ve ilaçlar zamanında alınmalıdır.
8- Diş çürükleri ve boğaz iltihabı hemen tedavi ettirilmelidir. (Çürük veya iltihaba yol açan mikroorganizmalar, kalıcı böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir.)
9- Kişisel temizliğe dikkat edilmelidir.
 

Diyaliz veya böbrek nakli

Böbrek yetmezliği olan hastaların vücutlarında, böbrekler vasıtasıyla süzülmesi gereken idrarın bir kısmı kana karışır. Böbrekleri çalışmayan ya da yetersiz çalışan
bu hastalar için diyaliz veya böbrek nakli tedavisi uygulanır. Bu hastalar, yeterli sayıda organ nakli yapılamadığından böbreklerin görevini yerine getirendiyaliz cihazlarına bağlanır. Ancak diyaliz cihazına bağlanmak geçici bir çözümdür. Bu tedavi ile hastalar tam olarak iyileşememekte, sadece kanlarının süzülerek temizlenmesi sağlanmaktadır.

 

Ülkemizde böbrek nakli ihtiyacı karşılanabiliyor mu?

Ülkemizde yaklaşık 30 bin kronik böbrek yetmezliği hastası, haftanın üç günü diyaliz cihazına bağlı olarak “böbrek nakli olabilmek umuduyla” hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak bu hastaların yılda sadece 600’ü bu imkânı elde edebiliyor. Ülkemizde bugüne kadar toplam 4800 böbrek nakli yapılmıştır. Yeterli sayıda organ bağışı yapılmadığından böbrek nakli ihtiyacı karşılanamamaktadır

 

Hastalara böbrek nakli nasıl yapılıyor?

Yaşayan bir insanın böbreklerinden birinin nakil ihtiyacı olan bir başkasına ameliyatla nakledilmesi şeklinde yapılır. Ayrıca beyin ölümü geçekleşmiş bağışçının böbreğinin alınarak ihtiyacı olan bir kişiye verilmesi yoluyla da gerçekleşir.

 

Önemli NOT:

 

*Uzun süre idrar tutulursa ; Bu durum sık sık yapılırsa idrar yollarında mikroorganizmaların üremesi sonucu iltihaplanma ve ileri yaşlarda idrarı tutamama gerçekleşebilir.

 

Boşaltım Sisteminde (Böbreklerde) Görülen Hastalıklar :


Boşaltım sisteminde; böbrek iltihabı, böbrek taşı, böbrek yetmezliği, idrar torbası ve idrar yolu iltihabı, nefrit, üremi, albümin, sistit, şeker hastalığı ve yüksek tansiyona bağlı olan böbrek rahatsızlıkları görülür.

a) Böbrek İltihapları :
Böbreğin öz bölgesinde veya havuzcuğunda görülür. İdrar tutamama, bel ağrısı, halsizlik, üşüme, ateşlenme gibi belirtileri vardır.

b) Böbrek Taşları :
İdrardaki madensel tuzların (kalsiyum tuzları, D vitamini ve azotlu bileşiklerin), idrar kanalcıklarında veya havuzcukta veya idrar borusunda birikmesi ile oluşur. Erkeklerde daha fazla ortaya çıkar. Sancı ve idrarda kan görülmesi gibi belirtileri vardır. (Taş oluşumunun önlenmesi için günde yeterince su içilmeli, süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketiminden uzak durulmalıdır.)
Böbrek taşlarının tedavi yöntemlerinden biri taş kırmadır. Bunun için yüksek enerjili (ultrasonik) ses dalgaları kullanılır ve ses dalgaları cilde ve böbreklere zarar vermeden taşları kırabilir. Kırılan taşlar idrarla dışarı atılır. Büyük ve kırılamayan taşlar ise ameliyatla alınabilir.


c) Böbrek Yetmezliği :
Böbreklerin tamamen veya kısmen (€) görevini yerine getirememesi hastalığıdır. Bu hastalığı taşıyan insanların kanındaki su, üre, ürik asit ve madensel tuzları temizlenmesi için DİYALİZ makinesine bağlanması veya böbrek naklini yapılması gerekir. 
Diyaliz makinesi, idrarla atılamayan su, üre, ürik asit ve madensel tuzların kandan süzülerek kanın temizlenmesini sağlar. Bu yöntem, kalıcı tedavi sağlamaz. Kalıcı tedavi için böbrek naklinin yapılması gerekir.
Organ nakli, canlı bir kişinin bir böbreğini (sağlıklı bir kişi tek böbrekle de yaşayabilir ) ya da yeni ölmüş ama organları hala canlı birinin böbreğini alarak yapılabilir.

d) Nefrit :
Nefronların iltihaplanması hastalığıdır. Yüz, göz ve ayak bileklerinde şişme gibi belirtileri vardır. Bulaşıcı hastalıklar sonucu oluşur.

e) Üremi :
Böbrek yetmezliği sonucu idrarla atılması gereken zararlı ve atık maddelerin atılamayıp kanda (vücutta) birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalıktır. 

f) Albümin : 
Nefronların görevini yapamaması sonucu, proteinli maddelerin idrara geçmesidir.

g) Sistit : 
Üreme organları veya kan yoluyla gelen mikropların, idrar yollarında oluşturduğu yanmadır

 













 
Facebook beğen
 
BİLMECE
 
FIKRA
 
 
Bugün 4 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol