SİNDİRİM SİSTEMİ
  • ...Canlı organizmaların metabolizma olaylarını devam ettirebilmesi ,enerji üretmesi ile mümkün olabilir.
  • …Enerji üretmek için ise organik ve inorganik besinlerin alınması ve kullanılması gerekir.(beslenme)
  • …Besin maddelerinin su ve enzimler yardımıyla yıkılmasına(hidroliz edilmesine) sindirimdenir.
  • …Bütün canlılardaki sindirim olayı hücre içi ve hücre dışı olmak üzere 2 şekilde gerçekleşir.
  • …Dışarıdan alınan besin maddelerinin yapıtaşlarına parçalanması hücre içindeki organeller kullanılarak gerçekleşiyorsa bu olaya hücre içi sindirim denir.
  • …Dış ortamdaki büyük moleküllü besinlerin hücrelerden dışarıya salgılanan enzimlerle küçük moleküllere parçalanarak hücre içine alınması olayına hücre dışı sindirim denir.
  • …Besinlerin sadece fiziksel etkilerle daha küçük parçalara ayrılmasına mekanik sindirimdenir.
  • …Bu işlem çiğneme ve kas hareketleriyle yapılabilir.
  • …Mekanik olaylarla enzimlerin etki yüzeyi artırıldığı için asıl sindirim kolaylaştırılır ve hızlandırılır.
  • …Besinlerin enzimler yardımıyla ve su kullanılarak yapıtaşlarına parçalanmasına kimyasal sindirim denir.
 
  • …Bir hücreli canlılarda genel olarak hücre içi sindirim görülür.
  • …Bir hücreli canlılarda besin maddeleri hücre içine genellikle difüzyon yada aktif taşımayla alınır.
  • …Besin maddesi bu yollarla alınamayacak kadar büyükse bu durumdaendositoz(fagositoz veya pinositoz) yapılarak hücre içine alınır.
  • …Endositoz ile hücre içine alınan besin maddesi besin kofulu içinde lizozom enzimleri kullanılarak yapıtaşlarına sindirilir.
  • …Sindirim ürünleri difüzyonla hücre stoplazmasına aktarılır.
  • …Artık maddeler ise boşaltım kofulunda kalır ve ekzositoz yoluyla hücre dışına atılır.
  • Amip; besinlerini yalancı ayak oluşturarak fagositoz ile hücre içine alırlar.(hücre içi sindirim)
  • Paramesyumda:hücre dışında bulunan sert pelikula(deri) fagositozla besin alınmasını engeller.Bu nedenle besinler ağız bölgesinden hücre içine pinositozla alınır ve sindirimden sonraki artık maddeler de hücre anüsünden dış ortama atılır.Paramesyumda hücre içi sindirim görülür.
  • Öglena gibi bazı bir hücrelilerde ise kloroplastlar olduğu için besinler hücre içinde fotosentezle üretilir.Ancak uzun süre karanlıkta kalacak olurlarsa pinositozla besinlerini alabilirler.
  • …Ekmek küfü gibi mantarlarda diğer bir hücrelilerden farklı olarak hücre dışı sindirim görülür.Bu canlılarda enzimler hücreden dış ortama salınır.
  • …Burada besinler yapıtaşlarına kadar sindirilir.Sindirim sonucunda oluşan besin monomerleri difüzyon ve aktif taşıma olayları ile hücre içine alınır.
  • …Bitkiler gerekli olan besinlerini kendileri sentezledikleri için sindirim sistemleri yoktur.Ancak depoladıkları besinleri hücre içi sindirimle parçalayarak kullanabilirler.
II.OMURGASIZLARDA SİNDİRİM:
  • …Omurgasız hayvanlarda besin bulma yöntemindeki ve alınan besinin çeşidindeki farklılıklara göre özel yapılara sahip sindirim sistemleri gelişmiştir.
  • …Ancak sindirim olayının genel özellikleri aynıdır.
Süngerler ve Sölenterelerde Sindirim:
  • …Torba şeklindeki vücut boşluğu (gastrovasküler boşluk) sindirimin gerçekleştiği kısımdır.
  • …Bu boşluk ağız ve anüs görevi yapan tek bir açıklıkla vücut dışına açılır.
  • …Bu açıklıktan alınan besinler vücut boşluğunu çevreleyen hücrelerin salgıladıkları enzimlerle kimyasal olarak kısmen sindirilir.(hücre dışı sindirim)
  • …Bu besin parçalarının bazıları difüzyonla bazıları ise besin kofulları halinde hücre içine alınır.
  • …Yarı sindirilmiş halde alınanlar hücredeki enzimler kullanılarak yapıtaşlarına parçalanır.(hücre içi sindirim)
  • …Vücut boşluğundaki sindirilemeyen artık maddeler ise yine ağız boşluğundan hücre dışına atılır.
Yassı solucanlardan planaryada Sindirim:
  • …Sölenterelerden hidrada olduğu gibidir.
  • …Sadece farklı olarak sindirim boşluğu vücut içine doğru dallandığından besinlerin dağıtılmasını da sağlar.
Toprak solucanlarında (Halkalı solucanlarda) Sindirim:
  • …Ağızdan başlayıp anüsle biten sindirim sistemi(sindirim kanalı,ağız,yutak,yemek borusu,kursak,taşlık,düz bir bağırsak ve anüsten oluşur.
  • …Tam bir sindirim sistemine sahiptirler.
  • …Bu hayvan besinlerle birlikte küçük taşları da yutar.
  • …Yutulan besin ve taşlar yutak ,yemek borusu yardımıyla önce kursağa getirilir.
  • …Kursakta besinler bir süre depolanabilir ve buradan taşlığa iletilir.
  • …Taşlıktaki kas hareketleri ile besin ve taşların birbirine karıştırılması sağlanır.
  • …Böylece besinler mekanik olarak sindirilmiş olur.
  • …Taşlıkta kısmen parçalanmış olan besinler bağırsaklarda kimyasal sindirimle yapıtaşlarına kadar parçalanır ve bağırsak epitel hücreleriyle emilerek kan dolaşımına katılır.
  • …Sindirim artığı olan maddeler ise anüsten vücut dışına atılır.
  • …Sünger,sölentereler(hidra) ve yassı solucan(planarya) gruplarında besinlerin alınması ve artıkların atılması tek açıklıktan yapılır.Bu çeşit sindirim sistemlerineeksik sindirim sistemleri denir.Çünkü bu canlılarda sindirimle ilgili tek açıklık vardır.
  • …Diğer omurgasızların çoğunda ve bütün omurgalılarda ise iki açıklıklı sindirim sistemi vardır.Buna ise tam sindirim sistemi denir.
Eklembacaklılardan olan böceklerde Sindirim:
  • …Gelişmiş bir sindirim sistemi bulunur.
  • …Beslenme biçimine göre ağız yapısı delici,yalayıcı,kemirici ve emici şekilde özelleşmiştir.
  • …Sindirim kanalı ön bağırsak,orta bağırsak ve arka bağırsak tan meydana gelir.
  • …Bunlardan ön bağırsak, ağız,yutak,yemek borusu,kursak ve ön mideden oluşur.
  • …Ağızda bulunan tükrük bezleri tükrük salgılayarak besinlerin yumuşatılmasını sağlar.
  • …Orta bağırsakta mide bulunur.Mideden salgılanan enzimlerle besinlerin büyük kısmı burada sindirilir ve emilir.
  • …Sindirilemeyen besin artıkları arka bağırsakla bağlantılı olan kloaktan atılır.
III.OMURGALILARDA SİNDİRİM:
  • …Omurgalı canlıların sindirim kanalı ağız,yutak,yemek borusu,ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşur.
  • …Memelilerin dışındaki omurgalılarda sindirim artıkları boşaltım maddeleri ve üreme hücreleri ortak bir kanaldan vücut dışına atılır.(kloak)
  • …Memelilerde ise sindirim artıkları anüsten dışarı atılır.
  • …Bu yapılara ek olarak karaciğer ve pankreas gibi organlar da çeşitli salgıları üreterek sindirime yardımcı olurlar.
Kuşlarda Sindirim:
  • …Kuşların ağız bölgesinde besin kaynağına ve beslenme tipine göre farklı gaga yapıları bulunmaktadır.
  • …Sindirim kanalları ağız,yutak,yemek borusu,kursak,mide,taşlık,bağırsak ve kloaktanoluşur.
  • …Gagalarıyla aldıkları besinleri yutak ve yemek borusunu kullanarak kursağa iletirler.
  • …Kursakta besinlerin depolanması ve bir miktar yumuşatılması sağlanır.
  • …Bu besinler daha sonra ön mideye(bezli mide) iletilip bazı salgılarla karıştırıldıktan sonra kaslı mideye(taşlık) aktarılır.
  • …Besinlerle birlikte alınan taşlar yardımıyla taşlıkta besinlerin mekanik sindirimi yapılır.
  • …Bu besinler daha sonra ince bağırsağa aktarılıp,pankreastan gelen sişndirim enzimleriyle kimyasal olarak parçalanır ve sindirim ürünleri kan damarlarına emilir.
  • …Sindirim sonucu kalan artıklar ise idrarla birlikte kloaktan vücut dışına atılır.
  • …Tohumla beslenen kuşlarda bitki hücrelerinde çeperin yapısını oluşturan selülozun sindirimi ince bağırsakta bulunan bakterilerin salgıladığı enzimlerle yapılır.
Memelilerde Sindirim:
  • …Sindirim sisteminde ağız aktif bir rol oynar.
  • …Tüm omurgalılar içinde yalnız memeliler besini ağız içinde çiğnerler.
  • …Bu nedenle farklı şekil ve görevleri olan diş yapılarına sahiptirler.
Memelilerden geviş getiren otçul memelilerde Sindirim:
 
  • … Mide; işkembe,börkenek,kırkbayır ve şirden olmak üzere 4 kısımdan oluşur.
  • …Otçul olan bu canlılarda besin, öğütücü ve kesici dişler tarafından alınır, işkembeye gönderilir.
  • …Burada belli bir süre depo edilir.Bu sırada börkenekteki bazı bakteriler besinin bir bölümünü parçalar.
  • …Depolanan besin daha sonra ağza parça parça gönderilip çiğnenir.Bu olaya geviş getirme denir.
  • …Ağızda çiğnenen besinler ikinci kez yutulunca önce mideden kırkbayır sonra şirden bölümlerine geçer.
  • …Bu sırada besin sindirim sıvılarıyla parçalanır.Bu canlıların ince bağırsağı oldukça uzundur.
  • …Geviş getirme olayı selülozlu besinlerin sindirilmesini sağlar.
  • …Selülozun sindirimi de canlıdan salınan enzimlerle değil sindirim sisteminde kör bağırsakta bulunan tek hücreli flagellat(kamçılılar) tarafından salgılanan enzimlerle uzun zamanda gerçekleştirilir.
  • …Bağırsaklarının uzun olması selülozun sindirimi açısından geviş getirenlere büyük avantaj sağlamaktadır.İnek,keçi,koyun,manda,geyik,zürafa,deve geviş getiren memelilerin en tanınmış örnekleridir.
  • İnce bağırsak uzunluğu bakımından;Geviş getirmeyen otçul memeli>Geviş getiren otçul memeli>Hem etçil hem otçul memeli
  • …Selülozun sindirimi zor olduğu için, otçul memelilerin bağırsakları ,etçil memelilerin bağırsaklarından daha uzundur.
  • …Böcekçil bitkiler çeşitli yöntemlerle yakaladıkları böcekleri dış ortama salgıladıkları enzimlerle sindirim yaparlar.(Hücre dışı sindirim)
  • …Azot ihtiyaçlarını karşılamak için öncelikle bu böcekçil bitkiler hücre içinde sindirim enzimlerini sentezlerler.Daha sonra enzimlerini hücre dışına salgılarlar.Enzimler dış ortamda besinleri sindirirler.En sonunda ise oluşan monomerler difüzyonla hücre içine alınırlar.
IV.) İNSANDA SİNDİRİM SİSTEMİ:
  • …İnsanda sindirim sistemi: ağız ,yutak, yemek borusu ,mide ,oniki parmak bağırsağı,ince bağırsak ,kalın bağırsak ve anüsten oluşur.
  • …Sindirim kanalıyla bağlantılı olan tükrük bezleri,karaciğer ve pankreas gibi yapılar ise bazı salgılar üreterek sindirime yardımcı olurlar.
A.) Sindirim Borusunun Kısımları ve Özellikleri:
  • …Besinlerin sindirilmesi ve emilmesi, sindirim borusunun farklı kısımlarında gerçekleştiririlir.
  • …Gerekli enzimler ise ,sindirim kanalının çeperindeki dokulardan veya sindirim borusu ile bağlantılı olan özel organlardan salgılanır.
1.)Ağız ve Yutak:
  • Ağız: dudak ,yanak,damak ve yutakla çevrili olan ve sindirim olayının başlamasını sağlayan bölümdür.
  • …Ağızda sindirime yardımcı olan dişler,dil ve ağıza açılan tükrük bezleri bulunur.
  • …Ağızda dışarıdan alınan besin maddeleri dişler yardımıyla mekanik olarak, tükrük içinde bulunan enzim ile de kimyasal olarak sindirime uğratılır.
  • …Ağız sıvısının pH değeri hafif baziktir.
  • …Çiğneme ,istemli olarak başlayıp,refleks olarak devam eden bir olaydır.
Dil:
  • …Besinlerin tadının algılanmasını ve birbirine karıştırılmasını sağlayan organdır.
  • …Dildeki sinirler, ağ şeklinde olduğundan dil her yöne hareket edebilir ve besinlerin yutağa gönderilmesini sağlar.
  • …Böylece , besinlerin yemek borusu ve mideye gönderilmesinde etkili olur.
 
Dişler:
  • …Besinlerin mekanik olarak parçalanmasını sağlayan kemik oluşumlarıdır.
  • …İnsanlar doğduklarında dişleri yoktur.
  • …Altıncı aydan itibaren süt dişleri çıkmaya başlar.
  • …Altı-yedi yaşlarında süt dişleri dökülür,yerine kalıcı dişler çıkmaya başlar.
  • …Dişin görünen kısmı taç, diş etine gömülü olan kısmı boyun , çene kemiğine gömülü kısmı ise kök adını alır.
  • …Dişin dıştan içe doğru kesiti incelendiğinde mine,dentin ve öz olmak üzere 3 bölüm ayırtedilir.
  • Mine tabakası sert ve parlak olup, dişin taç kısmını örter.
  • …Mine tabakasının altında dentin bulunur.
  • Dentin; dişin kemik kısmını oluşturur.
  • …İç kısmında kan damarlarıyla sinirlerin yer aldığı ve yumuşak bağ dokusundan yapılmışdiş özü (pulpa) bulunur.
  • …Diş; çimento adı verilen sert bir madde ve dentin zarı ile çene kemiğine kaynaşır.



 







Tükrük Bezleri:
  • …Kulak altı , dil altı ve çene altı olmak üzere ağızda üç çift tükrük bezi bulunur.
  • …Tükrük içerisinde amilaz ,mukus ,Na ve Ca iyonları vardır.
 
Yutak:
  • …Ağızdan sonra gelen sindirim borusu kısmıdır.
  • …Soluk ve yemek borusunun başlangıç kısmında bulunur.
  • …Ağızda çiğnenen besinler dil yardımıyla yutağa doğru itilir.
  • …Bu şekilde istemli başlayan yutma işlemi daha sonra istemsiz olarak devam eder.
  • …Yutma sırasında epiglottis (gırtlak kapağı) soluk borusunu kapatır.
  • …Böylece besinlerin soluk borusuna geçmesi engellenir.
  • …Bu olay sırasında solunum kısa bir süre durur.
 
  • …İnsanda ön dişler kesme(8),köpek dişleri parçalama(4),küçük(8) ve büyük (12) azı dişleri öğütme görevlerini yaparlar.
  • …Tükrük içindeki amilaz enzimi nişastanın kimyasal sindiriminin başlamasını, mukus salgısı besinlerin kayganlaştırmasını,iyonlar ise ağız için pH’ın 6-8 arasında kalmasını sağlar.
 
2.)Yemek Borusu:
  • …Yutak ile mide arasında bulunan ,yaklaşık 25cm uzunluğunda bir organdır.
  • …Yemek borusunun duvarında en içte epitel doku, ortada halka ve boyuna olarak yerleşmiş düz kaslar,en dışta ise bağ doku bulunur.
  • …Bu şekildeki tabakalaşma sindirim borusunun diğer kısımlarında da görülür.
  • …Yemek borusunun duvarında bulunan kaslar kasılıp gevşeme hareketiyle besinlerin mideye doğru taşınmasını sağlar.
  • …Sindirim kanalında yemek borusunda başlayıp,bağırsaklarda devam eden bu hareketeperistaltik hareket denir.
  • …Bu hareketin mideden ağıza doğru yapılması durumunda kusma ortaya çıkar.
  • …Yemek borusundan besinlerin sindirimi için enzim salgılanmaz ve herhangi bir besinin kimyasal yada mekanik sindirimi yapılmaz.

 
3.)Mide:
  • …Yemek borusunun peristaltik hareketleri ile mideye gelen besinler mide ağzının açılması ile mideye girer.
  • …Mide J harfi şeklinde bir organdır. Ve karın boşluğunun sol üst tarafında bulunur.
  • …Midenin iç kısmında iki katlı mukoza tabakası ,ortasında enine,boyuna ve çapraz yerleşmiş düz kaslar,dışında ise bağ doku bulunur.
  • …Bağ dokunun üzerini periton denilen karın zarı örter.
  • …Bu zarın salgıladığı kaygan sıvı ,mide ve bağırsakları dıştan yağlayarak kayganlaşmasını ve çalışırken birbirlerine sürtünmesini engeller.
  • …Mide , besinleri depo eden ,mekanik olarak parçalayan ve proteinlerin kimyasal sindiriminin gerçekleştiği enzim salgılayan bir organdır.
  • …Midenin çalışmasını vagus siniri ve gastrin hormonu düzenler.
  • …Mide bezleri tarafından mide özsuyu salgılanır.
  • …Mide özsuyunun salgılanması mide hücreleri tarafından üretilen gastrin hormonu tarafından uyarılır.
  • …Mide özsuyu içerisinde proteinlerin sindirilmesini sağlayan pepsinojen enzimi ve hidroklorik asit(HCI) bulunur.
  • …Hidroklorik asit pepsinojen enzimini aktif pepsin enzimine dönüştürür ve besinlerle birlikte gelen mikroorganizmaları öldürür.
  • …Midede bulunan goblet hücreleri mukus salgılar.
  • …Mukus, mide duvarını kaplayarak enzimlerden ve mide asitinden zarar görmesini engeller.
  • …Bulamaç haline getirilen besinler ,midenin çıkış kapısından ince bağırsağa geçer.
  • Midenin iç kısmında girinti çıkıntılar,gastrin hormonu ve enzim sistemleride koruyuculuk kazandırır.
  • Mide mukozası kan yapımında önemli görevi olan B12 vitamininin emilmesini sağlayan özel bir madde salgılar.
 


4.)İnce Bağırsak:
  • ...İnce bağırsak, yemek borusu ve midede olduğu gibi dıştan içe doğru bağ,düz ve epitelyum doku tabakalarından oluşur.
  • …Orta tabakasındaki kaslar, halka ve boyuna olarak yerleşmiştir.
  • …İnce bağırsağa gelen asitli besinler, kimyasal sindirimi başlatır.
  • …Kimyasal sindirim incebağırsakta ,bağırsak hücreleri ve pankreas tarafından salgılanan enzimler ile tamamlanır.
  • …Sindirimi tamamlanmış besin maddelerinin emilimi en fazla ince bağırsaktan yapılır.
  • …İnce bağırsağın mideden sonraki ilk 22 cm’lik bölümüne onikiparmak bağırsağı(duedonum) denir.
  • ...Oniki parmak bağırsağından sonra kıvrımlar sırasıyla boş bağırsak(jejunum) ve kıvrımlı bağırsaktır(ileum)
  • …İnce bağırsakta bağırsak mukozasından salınan ve pankreas tarafından oniki parmak bağırsağına boşaltılan enzimlerle ,karaciğer tarafından meydana getirilip aynı ortama bırakılan safra tuzları bulunur.
  • …Karaciğer ve pankreas tarafından üretilen salgılar vater kabarcığı denilen yerden ince bağırsağa boşaltılır.
  • …İnce bağırsağın iç yüzeyinde emilme yüzeyini artırıcı villus(tümür) adını verdiğimiz çıkıntılar yer alır.
  • …Villuslarda kılcal kan damarları ve lenf damarları bulunur.
  • …Villusların üzerindeki mikrovilluslar, ince bağırsak yüzeyinin daha da genişlemesini sağlar.(emilim yüzeyini artırır.)
  • …İnce bağırsakta besinlerin hareketini kolaylaştıran,mukus salgılayan goblet hücrelerivardır.
  • …İnce bağırsakta da besinler yemek borusunda olduğu gibi peristaltik(sağımsal) hareketlerle ilerler.
  • …İnce bağırsak boyunca yapısında bulunan halka ve boyuna kaslar kasılarak,mekanik sindirime yardımcı olur.
 
5.)Kalın Bağırsak:
  • …Kalın bağırsak,sindirilemeyen maddeleri toplama ve atma işini görür.
  • ...İnce bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yere kör bağırsak (çekum) denir.
  • ...Bu kısım bitkisel besinlerle beslenen canlılarda çok uzundur ve burada selülozu sindiren bakteri kolonileri bulunur.
  • ...İnsanda kör bağırsağın ucunda körelmiş bir çıkıntı olan apandis bulunur.
6.)Pankreas:
  • ...Pankreas pembe renkli ve yaprak şeklinde bir organdır.
  • ...Yaklaşık 75-80 gram ağırlığında olup iç(endokrin) ve dış(ekzokrin=enzim salgılayan) salgı yapabilen karma bir bezdir.
  • ...Pankreasın sindirimle ilgili salgıları wirsung kanalı ile vater kabarcığına getirilirve onikiparmak bağırsağına getirilir.
  • ...Bu salgının pH değeri yaklaşık 8.5’tur.
  • ...Pankreas tarafından salgılanan enzimler DNAaz ,RNAaz,amilaz,lipaz,tripsinojen ve kimotripsinojen dir.
  • ...Trpisinojen ve kimotripsinojen oniki parmak bağırsağına geldiklerinde aktifleşirler.
  • ...Pankreas sıvısının salgılanması için incebağırsaktan salgılanan sekretin vekolesistokinin hormonları ile vagus sinirlerinin birlikte etki etmesi gerekir.
  • ...Pankreas özsuyunun salgılanmasında mekanik,sinirsel ve hormonal yollar rtkilidir.
 
 


7.) Karaciğer ve Safra Kesesi:
  • ...Karaciğer vücudun en büyük organıdır ve yüzden fazla görevi vardır.
  • ...Karaciğer karın boşluğunda ve midenin sağ üst kısmında yer alan ,koyu vişne renkli bir organdır.
  • ...Üzeri, bağ dokudan yapılmış glisson kapsülü ile örtülüdür.
  • ...Bu kapsülün üstünde ise karın zarı(periton) bulunur.
  • ...Karaciğer sağ ve sol lop olmak üzere iki kısımdan meydana gelir.
  • ...Her lop ise binlerce küçük lopçuktan meydana gelmiştir.
  • ...Lopçuklar karaciğerin temel yapı birimleridir.
  • ...Karaciğere ait hücreler, bu lopçukların çevresinde şeritler halinde dizilmişlerdir.
  • ...Hücre şeritleri arasında boşluklar(sinüsler) vardır.
  • ...Bu dizilim sayesinde karaciğer hücreleri ve kan arasında daha kolay madde alış-verişi sağlanır.
  • ...Sinüslerin çeperlerinde alyuvar yapan Retikulo-Endotel hücreleri ve ömrünü tamamlamış alyuvarları parçalayan kupfer hücreleri vardır.
  • ...Her lopçuğun merkezine doğru uzanan damara merkezi toplar damar veya lop içi toplar damarı denir.
  • ...Lopçuğun çevresinde ise loplar arası toplar damar ,safra kanalı ve karaciğer atar damarının kolları bulunur.
  • ...Karaciğer sağ lobunun alt yüzeyinde safra kesesi yer alır.
  • ...Karaciğer hücreleri tarafından salgılanan safra(öd sıvısı) , ince kanalcıklar yardımıyla karaciğer kanalına getirilir.
  • ...Karaciğer kanalı ,karaciğerden çıktıktan sonra iki kola ayrılır.
  • ...Kollardan biri olan koledok kanalı ,on iki parmak bağırsağına safra sıvısını götürür.
  • ...Diğer kol ise fazla safra sıvısını safra kesesine taşır.
  • ...Safra sıvısı içinde safra tuzları,kolesterol,yağ asitleri,safra pigmentleri ve subulunur.Safra sıvısında enzim bulunmaz.
  • ...Karaciğer hücrelerinde üretilen safra, özel bir kanal yardımıyla safra kesesi ve onikiparmak bağırsağına taşınır.
  • ...Safradan aşırı miktarda su ve tuz kaybı gibi durumlarda,kolesterol çökelebilir ve safra taşları oluşur.
  • ...Safra kanalı, safra taşları veya başka nedenlerle tıkanırsa safra bağırsağa dökülemez,safra pigmentleri karaciğer veya safra kesesi tarafından emilerek kana karışır.Bu durumda sarılık hastalığı oluşur.
 







Safra sıvısının bazı görevleri şunlardır:
1.)Yağları daha küçük parçalara ayırarak mekanik olarak sindirilmesini sağlar.Yağların sabunlaşmasına neden olur.
2.)Yağın sindirimi sonucu oluşan yağ asitleri ve gliserol ile yağda eriyen vitaminlerin (ADEK) emilimini sağlar.
3.)Kanda oluşan çeşitli yıkım ürünlerinin atılmasında önemlidir.Örneğin; hemoglobinin parçalanma ürünü olan bilirubin ve karaciğerde sentezlenen kolesterol gibi.
4.)Bağırsağa gelen asidik besinleri nötralize eder.
5.)Antiseptik özelliği ile zararlı bakterilerin öldürülmesini sağlar.
 
Karaciğerin görevleri şunlardır:
1.)Safra sıvısını üretip salgılar.
2.)Kan proteinleri olan albumin,fibrinojen(kanın damar dışında pıhtılaşmasını sağlar) ve protrombin ile kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparini üretme.
3.)Vücut ısısını ve kan basıncını düzenleme
4.)Embriyo döneminde ve kansızlık durumlarında kan hücresi üretme.
5.)Aminoasit metabolizmasında oluşan amonyağı üreye çevirme.
6.)Kandaki fazla glikozu glikojen şeklinde depolama ve gerekli olduğu durumlarda glikojeni glikozlara çevirerek kana verme.
7.)Provitamin A’yı A vitamini haline getirme, A,D,B12 vitaminleri ile demir,bakır gibi bazı mineralleri depolama.
8.)Temel(esansiyel) olmayan aminoasitleri sentezleme ,protein,yağ ve karbonhidratların birbirine dönüştürülmesini sağlama.
9.)Yaşlı alyuvarların parçalanmasını sağlar.
..Açlık durumunda karaciğerden çıkan kandaki glikoz oranının,giren kandakine göre daha fazla olduğu görülür.
...Vücuda alınan zehirli maddeleri etkisiz hale getirme ilaçların yan etkilerini engellme,vücutta üretilen zehirli hidrojen peroksiti(H2O2) ,su ve oksijene parçalama ve alkolü zararsız hale getirme de karaciğerin görevlerindendir.
ORGANİK BESİNLERİN SİNDİRİMİ:
  • ...Ağıza alınan besinler öncelikle dişler yardımıyla mekanik olarak sindirilmeye başlanır.
  • ...Mekanik sindirim mide ve ince bağırsakta da devam eder.
  • ...Bu olayın amacı besinlerin kimyasal sindirim sürelerini kısaltmaktır.
  • ...Besin çeşitlerinin sindiriminde farklı organlar ve enzimler görev yapar.
  • ...Karbonhidratların kimyasal sindirimi ağızda ve incebağırsakta gerçekleşir.
  • ...Besinlerle birlikte aldığımız karbonhidratlar ,ağız ve onikiparmak bağırsağında monomerlerine(glikoz,galaktoz,fruktoz gibi) parçalandıktan sonra kan damarlarına emilirler.
  • ...Karbonhidratların ilk kimyasal sindirimi ağızda başlar.
  • ...Tükrükte bulunan amilaz(pityalin) enzimi,pişmiş nişastayı maltoz ve dekstrinlereparçalar.
  • ...Ağızda kısmen sindirilmiş olan karbonhidratlar ,midede kimyasal sindirime uğramadan onikiparmak bağırsağına geçer.
  • ...Buradan salgılanan sekretin hormonu kan yoluyla pankreası uyararak pankreas öz suyunun salgılanmasını sağlar.
  • ...Pankreas özsuyunda bulunan amilaz, ağızdan gelen pişmemiş nişastayı ve kısmen sindirilmiş nişastalı besinleri sindirir.
  • ...Bu besinleri maltoz birimlerine kadar parçalar.
  • ...İnce bağırsağa gelen disakkaritler ise bağırsak bezleri tarafından salgılanan maltaz,laktaz ve sakkaraz enzimleri ile monosakkaritlere parçalanır.
  • ...Maltoz molekülü maltaz enzimi ile iki molekül glikoza sindirilir.
  • ...Laktoz ise laktaz enzimi ile bir molekül glikoz ile galaktoza yıkılır.
  • ...Sakkaroz(sükroz) , sakkaraz enzimi ile glikoz ve fruktoz moleküllerine sindirilir.
  • ...Bu şekilde karbonhidrat sindirimi tamamlanmış olur.
2.)PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ:
  • ...Proteinler vücudumuzda yapıcı ve onarıcı olarak görev yapar.
  • ...Uzun süreli açlık durumlarında enerjihammaddesi olarak kullanılırlar.
  • ...Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar ve ince bağırsakta tamamlanır.
  • ...Alınan besinler mideye gelince bazı mide hücrelerinden gastrin hormonu salgılanır.
  • ...Bu hormon kan yoluyla mide bezlerini uyarır.
  • ...Mide bezleri de HCl ,pepsinojen enzimi ve mukus salgılar.
  • ...Süt çocuklarında ayrıca lap(renin) enzimi salgılanır.
  • ...HCl mide boşluğunda pepsinojen enzimini aktif pepsine çevirir.
  • ...Pepsin besinlerle birlikte gelen proteinleri peptonlara parçalar.
  • ...Midedeki sindirim olayları sonucu, besinler bulamaç haline gelir.Bu yapıya kimus denir.
  • ...Kimus onikiparmak bağırsağına geldiğinde buraya sekretin hormonu salgılanır.
  • ...Bu hormonun pankreası uyarmasıyla pankreastan tripsinojen ve kimotripsinojenenzimleri salgılanır.
  • ...Bağırsak tarafından salgılanan enterokinaz,trpsinojeni tripsine ,tripsin de kimotripsinojeni kimotripsine çevirir.
  • ...Aktif haldeki tripsin ve kimotripsin,polipeptitleri dipeptit ve aminoasitlere parçalar.
  • ...Dipeptitler ise ince bağırsak tarafından erepsin enzimi ile aminoasitlere parçalanır.
  • ...Lap (renin) enzimi mideye gelen besinlerdeki proteini kazein halinde çökeltir.
  • ...Böylece sütün midede daha uzun süre kalması sağlanmış olur.
  • ...Oluşan kazein ise pepsin enziminin etkisiyle polipeptitlere parçalanır.
3.)YAĞLARIN SİNDİRİMİ:
  • ...Yağların sindirimi onikiparmak bağırsağında yapılır.
  • ...Besinler onikiparmak bağırsağına gelince kolesistokinin ve sekretin hormonları salgılanır.
  • ...Bunlardan kolsistokinin ,karaciğeri uyararak safra salgılanmasını, sekretin de pankreası uyararak lipaz salgılanmasını sağlar.
  • ...Safra sıvısı yağları mekanik olarak etkileyerek daha küçük parçalara ayrılmasını sağlar.
  • ...Bu bir çeşit mekanik sindirimdir.
  • Safra sıvısı burada yağları sindirimi sağlayan enzimin aktivatörü olarak görev yapar.
  • ...Pankreastan gelen lipaz enzimi ise yağları yağ asitleri ve gliserole parçalayarak sindirimin tamamlanmasını sağlar.
  • ...İnce bağırsakta bütün besin çeşitlerinin sindirilmiş hafif kıvamlı karışımına ise kilus denir.
  • ...Yağların sindirimi ince bağırsak, pankreas ve karaciğer salgılarıyla gerçekleştirilir.
  • ...Karbonhidratların,yağların ve proteinlerin kimyasal sindirimi ortak olarak ince bağırsakta tamamlanır.
SİNDİRİLEN BESİNLERİN EMİLMESİ:
  • ...Besin maddelerinin enzimler yardımıyla yapıtaşlarına parçalandıktan sonra ince bağırsaktaki epitel hücrelerine alınmasına emilim denir.
  • ...Emilim olayı sindirim kanalının farklı kısımlarında gerçekleşir.
  • ...Örneğin; ağızda hormonlar, bazı zehirler ve nikotin, midede alkol ,sodyum, brom ve klor emilir.
1.)İnce bağırsakta Emilim:
  • ...Emilimin en fazla oranda yapıldığı sindirim organı ince bağırsaklardır.
  • ...İnce bağırsaktaki emilim,difüzyon,osmoz ve aktif taşımayla gerçekleşir.
  • ...Sindirim ürünleri,ince bağırsakta emildikten sonra iki farklı yolla taşınır.
Kan kılcallarına emilenler;
  • ...Glikoz,galaktoz,fruktoz,aminoasitler,mineraller,su ile B ve C vitaminleri ince bağırsak hücrelerinden difüzyon ve aktif taşımayla kılcal kan damarlarına emilir.
  • ...Bu besinler kapı toplar damarıyla karaciğere taşınırlar.
  • ...Karaciğerde gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra karaciğer toplar damarıyla alt ana toplar damara taşınır ve sonra kalbe getirilir.
  • ...Buradan bütün vücuda dağıtılır.
  • Besin maddeleriàİncebağırsak kılcalıàKaraciğer kapıtoplardamarıàKaraciğeràKaraciğer üstü toplar damarıàAlt ana toplardamarıàKalbin sağ kulakçığı
 
Lenf kılcallarına emilenler:
  • ...Yağ asitleri ve monogliseritler ince bağırsak villuslarının epitel hücrelerine geçtikten sonra az miktarda monogliserit ,burada sentezlenen bağırsak lipazının etkisiyle gliserol ve yağ asitlerine parçalanır.
  • ...Yağ asitlerinin çoğu ise yeniden trigliseritleri oluşturur.
  • ...Trigliseritler,golgi aygıtında lipoproteinlerle kaplanarak suda eriyebilen şifomikron denilen yapılara dönüşür.
  • ..Bu şekilde lenf damarlarında taşınır.
  • ...Bağırsaktan emilen yağın €-90 kadarı villus merkezindeki kanala ,buradan da lenf damarlarına ve daha sonra da kana karışır.
  • ...Tere yağındaki gibi kısa zincirli yağ asitlerinin bir kısmı suda çabuk eridiklerinden dolayı,trigliseritlere dönüşmez ve kılcal kan damarlarına geçer.
  • ...Aynı büyüklükte olmalarına rağmen besinlerin emilim hızları birbirinden farklı olur.
  • ...Örneğin galaktoz glikozdan,glikoz da fruktozdan daha hızlı emilir.
  • ...Sağlıklı bir insanda karbonhidratların tamamı, yağların •i, proteinlerin ’ı ince bağırsaktan emilir.
  • Besin maddeleriàVilluslaràKilus borusuàPeke sarnıcıàGöğüs kanalıàSol köprücük altı toplar damarıàÜst ana toplardamaràKalbin sağ kulakçığı
 
 
2.)Kalın bağırsakta Emilim:
  • ...Sindirilen besin maddelerinin içerisinde bulunan suyun kalan bölümü ,sodyum ve klor iyonları kalın bağırsaktan emilir.
  • ...Kalın bağırsakta bakteri faaliyetleri sonucunda posadan K ve B vitaminleri ayrıştırılır.
  • ...Bu vitaminler ve tuzların emilimi de kalın bağırsakta gerçekleşir.
  • ...Su emiliminin enfazla olduğu yer ince bağırsaklar,en son yer ise kalın bağırsaktır.
  • ...Kalın bağırsakların düzenli olarak boşaltılmaması su emiliminin artmasına dolayısıylakabızlığa neden olur.
Sindirim Sisteminin Diğer Sistemlerle İlişkisi:
  • ...Salgılanan bütün sindirim enzimleri ince bağırsağın son kısmında özel olarak sindirilir.
  • ...Böylece vücudun protein kaybı önlenir.
  • ...Ayrıca besinlerle alınan DNA ve RNA özel enzimlerle şeker,fosfat ve baz moleküllerine ayrıştırılır.
  • ...Nükleik asitlerin yapıtaşlarına sindirilmesini sağlayan enzimler pankreasta üretilir ve virsung kanalı ile ince bağırsağa gönderilir.
  • ...Sindirim sisteminin çalışması,sinir ve endokrin sistemin etkileşimi ile sağlanır.
  • ...Sindirim kanalını oluşturan organların çalışması otonom sinir sistemine ait sinirler tarafından kontrol edilir.
  • ...Sempoatik sinirler diğer organlardan farklı olarak mide ve bağırsak gibi sindirim organlarının faaliyetlerini yavaşlatır.
  • ...Mide ve ince bağırsak,sindirim enzimlerini salgılamamnın yanında hormon üreterek endokrin bez görevi de yaparlar.
  • ...Böylece besinlerin sindirimi için gerekli olan salgıların üretilmesinde etkili olurlar.
  • ...Sindirim olayları sonucunda dışkı, metabolizma olaylarının sonucunda ise idrar oluşturulur.
SİNDİRİM SİSTEMİ:
 
AĞIZ:Besinlerin mekanik sindirimi
TÜKRÜK BEZLERİ= Besinlerin yumuşatılması,amilaz ile nişastanın sindirimi
YUTAK= Besin iletimi
YEMEK BORUSU= Besinlerin taşınması
MİDE= Besinlerin mekanik sindirimi,pepsinojen salgılanması,HCl üretilmesi,mukus salgılanması,vitamin emilimi
İNCE BAĞIRSAK= Besinlerin mekanik sindirimi,mukus salgısı,besin emilimi,peptonların sindirimi,nişasta sindirimi,disakkaritlerin sindirimi,yağların sindirimi,nükleik asit sindirimi
KALIN BAĞIRSAK= Vitamin ,su ve mineral emilimi,dışkının bekletilmesi
REKTUM= Dışkının atılması
ANÜS=Dışkının atılması
KARACİĞER=Bazı vitamin ve aminoasitlerin üretilmesi,besinlerin dönüşümü,zehirlerin temizlenmesi,glikojenin depolanması,safranın üretilmesi
SAFRA= Safranın depolanması
PANKREAS= Kan şekerinin düzenlenmesi,enzim salgılanması,tripsinojen salgılanması,kimotripsinojen salgılanması,amilaz salgısı,lipaz salgısı,nükleazların salgılanması.
APENDİKS=Bağışıklıkta etkili hücreleri bulundurur.

 

ÜNİTEYLE İLGİLİ NOTLAR:
  • ...Sindirim ,büyük bir molekülün(polimer) su kullanılarak yapıtaşlarına (monomerlerine) parçalanması olayıdır.Glikozun karbondioksit ve suya dönüşümü hücresel solunumdur.Şekerin ağızda erimesi onun çözülmesi,glikozun kana geçmesi ise difüzyondur.Aminoasitlerden protein sentezi(özümleme=yapım=asimilasyon=anabolik) reaksiyondur.Nişastanın glikoza dönüşümü bir sindirim olayıdır.
  • ...Sağlıklı bir insanın alması gerekli olan besinler su,mineral,vitamin,protein ,karbonhidrat ve yağlardır.
  • ...İnce bağırsağın yapısında bulunan parmak şeklindeki kıvrımlar(tümür) olarak isimlendirilir.Amacı ince bağırsak yüzeyini genişleterek daha fazla maddenin emilmesini sağlamaktır.
  • ...Bol nişastalı gıdalarla beslenen bir insanın kanında en fazla glikoza rastalnır ve kan şekerinin arttığı gözlenir.
  • ...Su hayatından kara hayatına geçişte vücuttaki suyun ve ısının korunması,oksijenin alınması,vücut ağırlığının taşınması problem olduğu için bu sorunlara yönelik adaptasyonlar geliştirilmiştir.Ancak karasal yaşama geçiş sindirim için bir problem olmamıştır.Çünkü su yaşamaında da sindirim vücut içinde gerçekleştirilmiştir.
  • ...Kaymağın içindeki yağ enzim tarafından parçalandığında ortaya yağ asidi ve gliserol ortaya çıkar.Safra enzimlerin etkisini artırarak reaksiyonun hızlı gerçeklemesini sağlar.
  • ...Bir hücrelilerde sindirim kofulunun görevi,büyük besin maddelerini daha küçük maddelere dönüştürmektir.İnsanda ise bu görevi mide üstlenmiştir.Zararlı maddelerin atımını böbrekler sağlar,hareketlerden ise bacaklar sorumludur.(Bir hücrelilerde bu işleri boşaltım kofulu ve kamçı yapar.)Bir hücrelilerde pelikula deri görevi yapar.
  • ...İnsanlarda enerji üretiminde sırasıyla karbonhidratlar,yağlar ve proteinler kullanılır.
  • ...İnsanların sindirim sisteminde selülozu parçalayan bakteriler bulunmaz.Ayrıca suyun emilimi insanlarda kalın bağırsakta tamamlanır.
  • ...Karaciğer gerektiğinde(açlık durumunda) kandaki glikoz miktarını artırabilir.Yemekten sonra fazla glikoz karaciğerde glikoz şeklinde depo edilebilir.Karaciğer glikojenden glikoz oluşmasına doğrudan neden olmaz.Bu olaylarda hormonlar etkilidir.
  • ...Sindirim kanalında K vitamini yeterince emilmezse K vitamini eksikliği görülür.Besin içeriğinde yeterli yağ bulunmazsa K vitamini yağda çözünen bir vitamin olduğu için emilimi azalır ve eksikliği görülür.Kalın bağırsakta bulunan yararlı bakteriler öldürülürse K vitamini sentezinde eksiklik görülür.
  • ...Amonyak ,protein ve üre azot içerirken glikozda azot atomu bulunmaz.
  • ...Karaciğere kan getiren damarlar kapı toplar damarı, ve karaciğer atardamarıdır.Karaciğer toplar damarı ise karaciğerden kalbe kan götüren damardır.
  • ...Karaciğer hücresinde üretilen safra sıvısı önce safra kanalcıklarına,daha sonra lopçuk çevresinde bulunan safra kanalına gönderilir.Bu şekilde safra sıvısı uzaklaştırılır.Karaciğer tarafından üretilen A vitamini öncelikle karaciğerdeki sinüslere (boşluklara) oradanda merkez toplar damarıyla kan dolaşımına katılır.
  • ...Çok miktarda laktozlu besinler yiyen bir insanda glikoz ve galaktozun incebağırsak tümürlerinden kana geçişi fazlalaşır.
  • ...Proteinlerin sindiriminde sırasıyla pepton-aminoasit-üre-ürik asit ve amonyak oluşur.
  • ...Boşaltım ürünleri en fazla zehirliden daha az zehirliye doğru amonyak- üre-ürik asit şeklindedir.
  • ...Provitamin A molekülü karaciğerde A vitaminine dönüştürülür.
  • ...Mide sıvısında HCI ,mukus ve pepsin bulunur.Ancak mide tarafından salgılanan gastrin hormonu kana karışır.
  • ...Sindirim olayında asıl amaç kompleks organik bileşikleri hücre zarından geçebilecek duruma getirmektir.Hücreye alınan moleküller burada farklı amaçlar için kullanılırlar.
  • ...Belirli bir miktar besinin sindirim olayları sırasında monomerlerine kadar parçalanma süresi,yüzey büyüklüğüne.sıcaklığa,enzim miktarına,pH miktarına(asit-baz özelliğine) yani enzim aktivitesini etkileyen faktörlere bağlıdır.İnce bağırsakta emilme yüzeyinin büyüklüğüne bağlı değildir.
  • ...Nişastanın sindiriminde görev yapan enzimler tükrük ve pankreas özsuyunda bulunur.Bitkilerde nişasta hem üretilip hemde tüketildiğinden amilaz enzimi görev yapar.Aminoasitler protein monomeri olduğundan sindirilmezler.Zaten sindirilmiş halde bulunurlar.Yağın sindirimi için gerekli olan safra ve lipaz enzimi ise pankreas özsuyunda bulunur.
  • ...Kimyasal sindirim sırasında enzimler görev yaptığından enzimlerin mutlaka salgılanması gerekir.Peristaltik hareket besinin sindirim kanalında ilerlemesini ve midede kimyasal sindirimin gerçekleşmesini sağlar.Peristaltik hareketler ve hormon salgılanması kimyasal sindirimi dolaylı olarak etkiler.
  • ...Kasların peristaltik hareketleriyle besinlerin mekanik sindirimi ve bağırsakta ilerlemesi sağlanır.
  • ...Midenin HCl ve sindirim enzimlerinden zarar görmemesi için mide mukus salgılar,enzim inaktif durumdaki pepsinojen olarak salgılanır.Gastrin hormonu mide salgılarını kontrol ettiğinden besin geldiğinde salgılanır.
  • ...Yağı sindiren enzimlerin yağa eklenmesiyle yağ kimyasal olarak sindirileceğinden ortamda yağ asidi,gliserol,aynı zamanda enzimler tüketilmediğinden dolayı da enzimler bulunur.
  • ...Karaciğerde üretilen safra gibi maddeler sindirimde kullanılmak üzere safra kanalı ile safra kesesine,diğer maddeler ise merkez toplar damarıyla dolaşım sistemine gönderilir.Kapı toplar damarıyla ince bağırsaktan emilen emilen besinler karaciğere iletilir.Yani karaciğerin işlevi sonucunda oluşan ve vücut dışına atılacak maddeler safra kanalından ve merkezi toplar damardan geçer.
  • ...Pankreas ,ürettiği pankreas özsuyunu virsung kanalı ile onikiparmak bağırsağına vater kabarcığından boşaltır.
  • ...Tripsin,pepsin,erepsin proteinden aminoasite kadar olan parçalanmada görev yapar.HCI pepsinojeni aktifleştirmek için gereklidir.Ancak tüm enzimlerin çalışması için oprtamda yeterli oranda su bulunmalıdır.
  • ...Normal bir insanın karaciğerinde görev yapan safra pigmentleri lopçuk çevresinde doğru toplanarak akar.
  • ...İnce bağırsakta görev yapan enzimler erepsin,maltaz,laktaz ve sükrazdır.Pityalin(amilaz) ağızda görev yapar.Glikoz,vitaminler ve aminoasitler sindirime uğramazlar.Peptitler ince bağırsakta erepsin sayesinde aminoasitlere parçalanırlar.
  • ...Midedeki sindirimde öncelikle mukus midenin iç yüzeyini örterek asitlerden ve salgılardan korunmasını sağlar.Gastrin hormonu enzim ve asit salgısını kontrol eder,salgılandığında bu maddeler üretilir.Ayrıca pepsinojen olarak inaktif şekilde salgılanan enzim de mideyi korur.
  • Yani midedeki sindirimde sırasıyla mukus-gastrin-HCI-pepsinojen-pepsin görev yapar.
  • ...Plasentalı memelilerde besinler sindirilmiş olarak plasenta aracılığıyla alındığından bu canlılarda sindirim sistemi embriyoda görev yapmaz.
  • ...Aminoasit gereksinimini dış ortamdan sağlayan canlılar heterotrof yada böcekçil bitki olabilirler.Heterotrof canlılar hücre içi yada hücre dışı sindirim yapabilirler.Fotosentez böcekçil bitkilerde gerçekleşir.Ancak dış ortamdan aldıkları azotlu tuzları aminoasit sentezinde kullanamazlar.
  • ...Omurgalı hayvanlarda sindirim sistemi endodermden oluşur.
  • ...İnce bağırsakta nişastalı besin maddelerinin sindirilmesini sağlayan enzim pankreastan salgılanan amilaz enzimidir.
  • ...Yağların sindirimini sağlayan enzim pankreastan salgılanan lipazdır.
  • ...Öd, karaciğerde üretilen ve safra kesesinde depolanan bir salgıdır.Buradan onikiparmak bağırsağına gönderilerek,yağların mekanik sindiriminin gerçekleşmesine neden olur.
  • ...Pityalin tükrük bezinden,pepsin mideden,maltaz ve laktaz ince bağırsaktan salgılanan enzimdir.Amilaz enzimi pankreastan salgılanır.
  • ...Hücre içi sindirim yapan organizmalar sadece hücre içine alınabilecek büyüklüğe sahip olan besinlerden yararlanmak zorunda kalırlar.Bu da onların yaşama şansını azaltır.Hücre dışı sindirim geliştirmesi canlıların büyük maddelerden yararlanmasını sağlar.Böylece yaşama şansı artar.
  • ...Vitaminler polisakkarit, yağ ve proteinler organik bileşiklerdir.Bu yüzden karbon,hidrojen ve oksijen içerirler.Polisakkarit ,yağ ve proteinler enerji verici büyük moleküllerdir ve sindirim sisteminde parçalanırlar.Yalnızca vitaminler sindirilmeden kana geçerler ve enerji vermezler.
  • ...Yağ sindirim ürünlerinin lenf sistemiyle dolaşım sistemine geçiş mekanizmasında ince bağırsak tümürlerinde(villuslerinde) emilen yağ ürünleri kilus borusu aracılığıyla lenf sistemine geçer.Peke sarnıcı ve göğpüs kanalında ilerleyen yağ sindirim ürünleri sol köprücük altı toplar damarı aracılığıyla dolaşım sistemine geçer.
  • ...İnce bağırsaklarda bütün besinlerin sindirimi tamamlanacağından tamamen monomerler(yapıtaşları) bulunur.Karbonhidratların yapıtaşı olan glikoz,yağların yapıtaşı olan yağ asidi ve gliserol,proteinlerin yapıtaşı olan aminoasitler de bulunur.
  • ...Midede bulunan pepsin enziminin görevi proteinlerin sindirimini başlatmaktır.Pepsin ancak proteinleri pepton yani protein parçacıklarına dönüştürür.Onikiparmak bağırsağında proteinlerin sindirimi devam eder ve aminoasitlere burada dönüştürülür.Eğer bütün enzimler pepsin gibi çalışsaydı proteinler ancak peptonlara dönüştürülürdü ve proteinlerin sindirimi eksik kalırdı.
  • ...Karaciğerden salgılanan öd sıvısı safra kesesinde toplandıktan sonra onikiparmak bağırsağına ulaşır.Burada yağların mekanik sindirimini gerçekleştirerek yüzey alanını genişletir.Böylece lipaz enzimi yağların sindirimini kolaylıkla gerçekleştirir.Yani öd salgısının görevi lipaz enziminin etkisini hızlandırmaktır.
  • ...Karbonhidratların sindirimi ağızda başlar ,ince bağırsakta tamamlanır.Ağızda bulunan amilaz enzimi nişastayı maltoz ve dekstrine dönüştürür.Midede karbonhidratların sindirimi için gerekli enzim bulunmaz.İnce bağırsakta ise disakkaritler(maltoz glikoz moleküllerine,sükroz glikoz ve fruktoza,laktoz ise glikoz ve galaktoza) parçalanır.
...Canlılarda homeostasinin sağlanmasında en az etkili sistem sindirim sistemidir


SİNDİRİM SİSTEMLERİ:
  • …Hücrelerin protein,yağ ve karbonhidratlı bileşiklerden faydalanabilmesi için bu bileşiklerinhidroliz edilmesi gerekir.
  • …Hidroliz, besin maddelerinin su yardımıyla parçalanması reaksiyonlarına denir.
  • …Hidroliz sonucunda proteinler aminoasitlere,yağlar yağ asitleri ve gliserole(gliserin) ,karbonhidratlar monosakkaritlere(glikoz,galaktoz ve fruktozlara) parçalanır.
  • …Nükleik asitlerin sindirimi sonucunda ise azotlu organik bazlar,beş karbonlu şekerler ve inorganik fosfat molekülü oluşur.
  • …Sindirimde asıl amaç besin moleküllerinin hücre zarından geçebilecek hale getirilmesini sağlamaktır.
I.BİR HÜCRELİLERDE SİNDİRİM:
 
 
  • ...Kalın bağırsak rektum denilen son bağırsak ile sonlanır.
  • ...Rektumun dışarı açılan kısmına anüs denir.
  • ...Kalın bağırsakta kimyasal sindirim yapılmaz.
  • ...Suyun en fazla geri emilimi burada gerçekleşir.
  • ...Ayrıca tuzlarının bir kısmının ve buradaki bakteriler tarafından sentezlenen B ile K vitamininin emilimi de kalın bağırsakta yapılır.
  • ...Kalın bağırsakta artık maddelerin dışarı atılması bağırsağın peristaltik hareketleri ile sağlanır.
  • ...İnce bağırsağın yapısından farklı olarak kalın bağırsakta villus bulunmaz.
  • ...Sindirim artığı olan dışkıda epitel hücre döküntüleri,yağ,protein,ölü bakteriler,sindirilmemiş maddeler,salgı artıkları ve sindirilemeyen selüloz bulunur.Dışkının kokusu ise bakteri metabolizması sonucu oluşan çeşitli kimyasal maddelerden kaynaklanır.
  • ...İnce bağırsaktan salgılanan enterogastron hormonu ,mide hareketlerinin yavaşlamasını sağlar.
 




1.)KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ:

 

 

Besin maddelerinin içeriklerine göre karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, su ve mineraller olarak gruplandırıldığını biliyoruz. Besin içerikleri büyük moleküllerdir. Büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere parçalanması gerekir. Yediğimiz besinler hücrelerimize geçebilecek duruma sindirim işlemi sonucunda gelir.

Sindirim büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere dönüştürülmesidir. Öyleyse vücudumuzda sindirim nasıl Gerçekleşir? Besinlerin hücrelerimiz tarafından kullanılabilecek kadar küçük parçalar bölerek kana geçişini sağlamak sindirim sisteminin görevidir.
Sindirim çiğnemeyle başlar. Besinlerin çiğneme ve kas hareketleriyle küçük parçalara ayrılması mekanik sindirimdir. Besinlerin enzim adı verilen bazı salgılar yardımıyla parçalanmasına ise kimyasal sindirim denir.

 

Sindirim: Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir. 
Büyük moleküllü besin maddeleri:

Karbonhidratlar ------------------>Glikoz
Proteinler ------------------>Amino asit
Yağlar ------------------>Yağ asidi+ gliserol (gliserin) 
Şeklindeki küçük moleküller haline gelerek kana geçerler.


Sindirim faaliyetleri iki çeşittir: Mekanik sindirim ve Kimyasal sindirim

1) Mekanik Sindirim: Besinlerin sindirim enzimleri kullanılmadan, yalnızca fiziksel olarak – dil, diş, mide, bağırsak hareketleri sayesinde- parçalanıp, küçük parçacıklar haline getirilmesidir. Yani besinlerin kesilmesi, parçalanması, mide ve bağırsaklarda salgılanan sular sayesinde boza kıvamına getirilmesidir. 
2) Kimyasal Sindirim: Parçalanmış ve sulandırılmış besinlerin enzimler yardımıyla ( tükürük, mide ve bağırsak öz suları, pankreas ve karaciğer salgılarıyla) kimyasal değişime uğrayıp, yapı taşlarına parçalanmasına denir. Kimyasal sindirimde mutlaka enzim ve su kullanılır. 
 

 

Kimyasal Sindirimin Özeti

 

Salgılanan Yer Sindirdiği Sindirim Sıvısı Besinler
Tükürük Bezleri Tükürük Karbonhidratlar
Mide Mide öz suyu Proteinler
Karaciğer Öd (safra) Yağlar
Pankreas Pankreas öz suyu Karbonhidratlar ,Yağlar ,Proteinler
İnce bağırsak Bağırsak öz suyu Karbonhidratlar Proteinler

 

Önemli NOT:

 

*Kimyasal sindirimde enzimlerin besin içerikleri küçük moleküllere parçalanmaktadır. Besin içeriklerinin her biri sindirim sırasında küçük moleküllere parçalanır.

*Beslenme: Hücrelerin canlılığını koruması ,yeni bileşikler sentezlemesi enerji kaynağı olarak kullanması için dışardan karbonhidrat , yağ , vitamin su ve minerallerin alınması olayıdır.

*Bir hücreliler , süngerler vb basit yapılı hücrelerin içindeki besinler kofullarında sindirilir.

*Yutma:besinlerin ağızdan mideye ulaşması olayıdır. Yutma sırasında soluk borusuna besin kaçmasını önlemek için anlık olarak solunum durur.

 

 

Sindirim Sistemimizi Oluşturan Yapı ve Organlar

 





Ağız: Besinlerin mekanik sindirimi çiğneme ile gerçekleşir. Karbonhidratların kimyasal sindirimi ise tükürük içerisinde bulunan enzimler sayesinde başlar.

Yanaklar, dudaklar, küçük dil ve damak tarafından çevrilmiş boşluktur. Ağızda dişler, dil ve tükürük bezleri bulunur.
 

 

 

 

 

 

a)Dişler: Dişler besinleri parçalayıp öğüterek mekanik sindirimi başlatır. Yetişkin bir insanda 32 tane diş bulunur. Bir dişe dıştan bakıldığında taç, boyun, kök olmak üzere üç kısım vardır. 
Taç: Dişin dıştan görünen, beyaz kısmıdır. Mine ve dentin tabakaları buradadır.
Boyun: Taç ile kök arasındaki, diş etlerinin sarıldığı kısımdır.
Kök: Dişin çene kemiğine yerleştiği kısımdır.
Not: Dentin (fildişi ) tabakasının içinde diş özü bulunur ve canlıdır. Mine tabakası, sıcak, soğuk ve sert şeylerden çatlar. Bu çatlağa yerleşen mikroplar dişin çürümesine yol açar. Çürük, diş özüne ulaşırsa ağrı yapar.
b) Dil: Ağızda lokmayı çeviren ve dişlere sevk eden kısımdır. Çizgili kastan yapılmış olup, üzerinde tad alma hücreleri vardır. Dil, aynı zamanda konuşma organımızdır.
c) Tükürük Bezleri: Tükürük bezleri yüz kasları arasına yerleşmiş, üzün salkımı şeklindeki bezeler olup, tükürük salgılar. Tükürük, çoğu sudan ibaret olan bir sıvıdır. İçerisinde mukus, amilaz (pityalin) enzimi ve madensel tuzlar bulunur. 
Tükürük bezleri üç tanedir: 1- Kulak altı 2- Dil altı 3- Çene altı. Kulak altı bezlerinin iltihaplanması kabakulak hastalığıdır.

 

 

 

 

Yutak: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar.Yutakta sindirim olmaz.


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yemek Borusu: Besinleri yapısında bulunan kaslar yardımıyla mideye iletir.Yemek borusunda sindirim gerçekleşmez.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mide: Besinlerin mekanik sindirimi, midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. Kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir. Böylece, besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin sindirimi midede başlar.

Mide, karın boşluğunun sol tarafında, diyaframın altında yer alan, çaydanlık biçiminde bir torbadır. Mide, üst taraftan mide ağzı (kardia kapakçığı ) ve alt taraftan mide kapısı (pilor kapağı) ile on iki parmak bağırsağına bağlanır.
Midenin yapısı üç tabakadır: en dışta zar (periton) , ortada kas, en içte ise mukoza tabakaları bulunur.
Midenin en içindeki mukoza tabakasında bulunan mukoza hücreleri, şekil değiştirerek mide bezlerini oluşturur. Mide bezleri önemlidir çünkü mide öz suyu salgılarlar. 
Mide öz suyunda; hidroklorik asit (HCl), pepsin enzimi ve lap enzimleri bulunur. 
*Hidroklorik asit hem diğer enzimlerin etkinliğini artırır, hem de besinlerle gelen mikropları öldürür. Midemiz bu asitten etkilenmez çünkü mukoza tabakasının ürettiği mukus mide çeperini korur. Aksi halde mide delinir ve ülser oluşur. 
*Ayrıca mukus sayesinde ve mide kaslarının hareketi sayesinde mideye gelen besinler yumuşar. Bu da midede gerçekleşen mekanik sindirimdir.
*Proteinlerin kimyasal sindirimi ilk olarak midede gerçekleşir. Mide öz suyu, pepsin ve lap enzimleri sayesinde proteinler yapı taşlarına ayrılmaya başlar. 
Midede sindirim besinlerin çeşidine göre 1- 4 saat sürer. Bu süre içinde mide alt kapısı pilor, ara ara açılarak besinlerin, ince bağırsağın on iki parmak bağırsağı kısmına aktarılması sağlanır. 


İnce Bağırsak: Yağların kimyasal sindirimi burada başlar. İnce bağırsağa gelen pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. B esinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesi olayına emilim adı verilir. İnce bağırsak, sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür.

İnce Bağırsak 7- 8 m. Uzunluğunda, 2–3 cm genişliğinde olup, mide kapısından sonra gelen kısımdır. Yapısı mide gibi üç katlıdır: En dışta periton ( zar), ortada kaslar, en içte bağırsak epiteli bulunur.
Onikiparmak bağırsağı: İnce bağırsağın mide ile birleşen ilk kısmına onikiparmak bağırsağı denir. ( ilk 20 -25 cm’lik 
kısım) . Kıvrımlı bir yapıya sahiptir. İnce bağırsağın en önemli kısmıdır. Buraya karaciğerin safra salgısı (koledok kanalı ile) ve pankreasın sindirim enzimleri (virsung kanalı ile ) boşaltılır. 
*Onikiparmak bağırsağında karbonhidrat, protein ve yağların sindirimi gerçekleşir. Yağların sindirimi, karaciğerden gelen safra salgısının etkisiyle ilk kez burada başlar. ( safra bir enzim değildir. Yağları yapı taşına ayırmaz, yağ damlacıklarına dönüştürür.) 
Onikiparmak bağırsağından sonra gelen ince bağırsağın diğer kısımları kıvrımlar yaparak uzanır. İnce bağırsağın iç yüzeyinde salgı bezleri ile villus denilen ve sayıları 5 milyonu bulan tümürler vardır.
Salgı bezleri, karbonhidrat, protein ve yağların sindirimini sona erdirecek enzimler üretir. Kimyasal sindirim ince bağırsakta son bulur. Villuslar sayesinde ise emilim yüzeyi artmış olur ve sindirilmiş besinlerin emilimi kolaylaşır. 

İnce Bağırsağının Görevi: Ağızda kısmen sindirilmiş karbonhidratlar ile midede kısmen sindirilmiş proteinlerin ve sindirimi henüz başlamamış olan yağların sindirimini gerçekleştirmek ve tamamlamaktır. Diğer görevi ise, villuslar sayesinde sindirilen besinlerin emilmesini ve böylece kana karışmasını sağlamaktır.

Böylece şimdiye kadar anlattığımız süreçte:
Proteinler -------------->amino asitlere
Karbonhidratlar -------------->glikoza
Yağlar -------------->yağ asidi ve gliserin ( gliserol) e dönüştürülmüş olur. 
Su, mineraller ve vitaminler sindirime uğramazlar.
 

Kalın Bağırsak: Besinler içerisinde kalan su, kalın bağırsak tarafından emilir. Atık maddeler ise sindirim sisteminin son bölümü olan anüse gönderilir.

 

Kalın Bağırsak İnce bağırsaktan anüse kadar yaklaşık 6 cm çapında, 1,5 m uzunluğunda bir borudur. İnce bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yerde kör bağırsak bulunur. Kör bağırsaktan çıkan parmak şeklindeki uzantıya apandis denir. Apandisin iltihaplanmasına iseapandisit denir. Kalın bağırsağın dışa açılan kısmına anüs denir.

 

Sindirilen Besinlerin Kana Geçmesi
Besin maddelerinin sindirimi tamamlandıktan sonra dolaşım sistemine aktarılmasına emilim denir. İki yolla olur:
1- Kılcal Kan Damarlarıyla: Glikoz (şeker) , amino asit, mineraller, suda çözünen vitaminler (B ve C ) ve su, villuslar tarafından emilerek, kılcal kan damarlarına geçer. Ve kan damarları aracılığıyla önce karaciğere taşınır. Karaciğerde zehirlerinden arındırılır. Protein – şeker oranı ayarlanır. Kandaki şeker dengesi sağlanır. Buradan kalbin sağ kulakçığına taşınır. 
2- Lenf Yoluyla: Yağ asidi ve gliserin ve yağda çözünen vitaminler (A,D,E,K ), villuslardaki lenf damarlarıyla emilir. Lenf sistemine karışır. Bu yolla kalbin sağ kulakçığına taşınır. 
Yağ asidi ve gliserin, lenf damarlarından geçerken üzerleri ince bir protein kılıfla kaplanarak yağ molekülü oluşturulur. Çünkü gliserin alkol özelliği taşır. Alkol, hücre zarını erittiğinden doğrudan kana karışması zararlıdır
 




!!!! Kalın bağırsakta kimyasal ya da mekanik sindirim yapılmaz !!!!

Yalnızca ince bağırsakta sindirilemeyen atıklar buraya taşınır. Gelen atıklara karışan su ve mineraller gibi yararlı maddeler emilerek kana verilir. Arta kalan maddeler, kalınbağırsağın son kısmı olan rektuma gelir ve anüsten dışarı atılır.


Sindirim sisteminin her yerinde bulunan çürükçül bakteriler en çok kalın bağırsakta bulunur. Dışkının rengi ve kokusu bu bakterilerden kaynaklanır. Ayrıca kalın bağırsakta yaşayan yararlı bakteriler B ve K vitamini sentezler. 
 


Anüs: Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılamayan bölümü anüs yoluyla atık madde olarak vücuttan uzaklaştırılır.


Sindirime Yardımcı Organlar

 

Karaciğer: Safra adı verilen bir salgı üretir. Safra salgısı bir kanal yoluyla, yağların kimyasal sindirimini gerçekleştirmek üzere ince bağırsağa gönderilir.

 

Karaciğer Vücudun en büyük organı olup ( yaklaşık 2 kg kadar), karın boşluğunda ve sağ üst kısmında yer alır. Karaciğer sağ lob ve sol lob olmak üzere iki kısma ayrılır. Loblarda öd salgısı ( safra ) üretilir. Karaciğerden ayrılan bir kanal, loblarda üretilen safrayı safra kesesine taşır. 
Safra kesesinden çıkan koledok kanalı ise, safra salgısını on iki parmak bağırsağına taşır. Burada safra salgısı yağları yağ damlaları şeklinde inceltmek ve böylece yağların sindirim yüzeyini artırmak için kullanılır. 
Safra salgısı yavaş yavaş suyunu kaybederse safra taşları oluşur. Bu durumda koledok kanalı tıkanabilir. Safra geri emilerek kana karışır ve kan yoluyla dokulara taşınır. Böylece, sarılık hastalığı oluşur. 
Karaciğerin Görevleri: 
Karaciğerin 400 ‘e yakın görevi vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: 
1- Yağların sindirimini hızlandıran ve rektumda zararlı bakterilerin üremesini engelleyen safra sıvısı üretmek. 
2- A, D, E, K , B 12 vitaminlerini depolamak, A vitamini üretmek.
3- Enerji kaynağımız olan glikozu, karaciğerde glikojen şeklinde depolayıp, insülin hormonu denetiminde kana vermek.
4- Bazı zararlı maddeleri zararsız hale getirmek. 
5- Kanın pıhtılaşmasında görev alan proteinleri üretmek. 
6- Protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasını düzenlemek. Proteinlerin karbonhidrat ve yağa dönüşmesini sağlamak. 
7- Lenf yapımında görevlidir. 
8- Proteinlerin parçalanması sonucu açığa çıkan amonyağı, daha az zehirli olan üre haline dönüştürmek. 
9- Yaşlı alyuvarların parçalanması ile açığa çıkan demiri depolamak. Ve alyuvar hücresi üretmek.

Pankreas: Pankreas öz suyunu salgılar. Pankreas öz suyu proteinlerin, karbonhidratların ve yağların kimyasal sindirimini gerçekleştiren enzimler içerir.

Midenin sol alt kısmında yer alır. Uzunca bir yaprağı andırır. Ortasında boydan boya uzanan bir kanal vardır. Pankreas hem hormon, hem de enzim salgılayan karma bir bezdir. 
* Pankreas, ince bağırsağın uyarması sonucu öz su salgılar. Pankreas öz suyunda lipaz, amilaz ve tripsinojen enzimleri bulunur.
Lipaz, amilaz ve tirpsinojen enzimleri, protein, yağ ve karbonhidrat sindiriminde etkilidir. Pankreas, bu enzimleri virsung kanalı ile onikiparmak bağırsağına aktarır. 
* Pankreas aynı zamanda insülin ve glukagon hormonlarını salgılar ve doğrudan kana verir. İnsülin kandaki şeker oranını azaltıcı etki yapar. Glukagon ise kandaki şeker oranını artırıcı etki yapar. İnsülin hormonunun çeşitli sebeplerle yeterince salgılanamaması şeker hastalığına yol açar. Çünkü böyle bir durumda kandaki şeker miktarı yükselir. 
 

Önemli NOT:

*Ağızda Mekanik Sindirim: Ağza alınan besinlerin tükürük sıvısıyla ıslatılıp, dişler yardımıyla parçalanması olayıdır. 
*Ağızda Kimyasal Sindirim: Ağza alınan nişastalı besinlere, tükürük sıvısı içindeki pityalin enzimi etki ederek, nişastayı bir çeşit şekere (glikoza ) çevirir. Nişastalı besinlerin ağzımızda tatlanmasının sebebi budur. Yani karbonhidratların sindirimi ağızda başlar. 
*Sindirim sistemi yapı ve organlarına sırası ile ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüs dür.

*Sindirimin sadece midede gerçekleşmez. Besinlerin ağız ve midede mekanik, ağız, mide ve ince bağırsaklarda ise kimyasal sindiriminin gerçekleşir.

*Enzim:Canlılarda meydana gelen kimyasal reaksiyonları hızlandıran protein yapısındaki maddelerdir. Sindirim sırasında kimyasal sindirimde görev alırlar.

*Karaciğer yalnızca sindirimde görev almaz. Karaciğerin vücuttaki diğer görevleri ise; Zehirli maddelerin zehirsiz hale getirilmesi , A vitamini sentezlenmesi , kanın pıhtılaşmasını önleyici madde üretimi , yaşlı alyuvar hücreleri parçalama ve fazla karbonhidrat ve proteinleri yağa dönüştürmektir.

*Midede karbonhidrat sindirimi görülmez
*Ağızda protein sindirimi yoktur.
*Yağların sindirimi yalnızca ince bağırsakta gerçekleşir. Ağız ve midede yağ sindirimi olmaz..

 


Yukarıdaki şekilde Enzimler, büyük moleküllü karbonhidrat , protein ve yağları (besin içeriklerini ) küçük moleküllere dönüştürür.Tespihi tanelerine veya tarağı tırnaklarına ayırmak gibi bir olaydır.

 

Üstteki şemada sindirim sistemimizde besin içeriklerinin kimyasal sindirim sırasında geçirdikleri değiiim görülmektedir.(örnek olarak tespih gibi giren karbonhidratın tanelerine parçalanışını sindirim organlarına göre gözleyebilirsiniz)

 

Önemli NOT:

*Besin içeriklerinden karbonhidrat, yağ ve proteinlerin sindirime uğrar ve ince bağırsaktan emilerek kana geçer.

*Su, vitamin ve minerallerin sindirime uğramadan kalın bağırsaktan emilir ve kana karışırlar.

 

 

 

 

 

Yukarıdaki şemada sindirime uğrayan besinlerin bağırsaklardan kana, kandan da vücut hücrelerine geçişi görülmektedir.

 

Önemli NOT:

*Besinlerin Taşınması:İnce bağırsağın yüzeyindeki villüsler içindeki kılcal kan damarları ile protein ve karbonhidratların yapı taşları , lenf kılcalları ileyağların yapı taşları taşınır

 

Sindirim Sistemimizin Sağlığını Korumak

 

Doğru Beslenmeyi Öğrenmek:

Dengeli ve yeterli beslenmemiz gerektiğini uzmanlardan ve büyüklerimizden sıkça duyarız. Dengeli ve yeterli beslenmek niçin bu kadar önemlidir? Vücudumuzun günlük enerji gereksinimini karşılamak, büyümemiz ve gelişmemizin sağlıklı olabilmesi için dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekir. Yemek yemek temel ihtiyaçlarımızdandır. Ancak vücudumuz besinlerin ihtiyacımızdan fazla olan kısmını harcayamaz ve bunları yağa dönüştürerek depolar. Depolanan yağlar ise zamanla şişmanlığa sebep olur.

 

Dengeli ve yeterli beslenme besin içerikleri olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve suyun, ihtiyacımızı karşılayacak oranda ve birlikte alınmasıdır.

Stres ile dengesiz ve yetersiz beslenme sindirim sistemi sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdendir. Lifli besinleri tüketmek ve dengeli ve yeterli beslenmek ise sindirim sisteminin sağlığını olumlu etkiler.

 

Sindirim sistemimizin sağlığını korumak için:

• Çok sıcak ve çok soğuk şeyler yiyip içmemeliyiz.

• Lokmaları iyice çiğnemeli ve yavaş yemeliyiz.

• Sofradan tam olarak doymadan kalkmalıyız.

• Yemek sırasında ve yemekten sonra fazla su içmemeliyiz.

• Yemekten sonra bir saat kadar istirahat etmeliyiz.

• Yemeğe çiğ salata veya taze meyve ile başlamalıyız.

• Kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durmalıyız.

 

Sindirim Sistemi Hastalıkları:

Ülser: Mide öz suyunun mide ve onikiparmak bağırsağını aşındırmasıdır.
Tifo: Kirli su ve mikroplu yiyeceklerle geçen basillerin oluşturduğu bir hastalıktır. 
Dizanteri: Basillerin ya da amiplerin kalın bağırsağa yerleşerek yol açtıkları bir hastalıktır.
Kolera: Yiyecekler veya dışkıyla bulaşan virgül şeklindeki bakterilerin oluşturduğu bir hastalıktır.
İshal: Bütün bulaşıcı hastalıklar, bağırsak parazitleri, beslenme ve emilim bozukluklarında ortaya çıkan bir hastalıktır. 
Gıda zehirlenmesi: Bozulmuş, mikroplu veya kirli besinlerin yol açtığı bir hastalıktır. 
Apandisit: Kör bağırsaktaki apandisin iltihaplanmasıdır. 
 

 

Alkolden ve Sigaradan Uzak Durmak:

Alkol, midenin iç yüzeyini örten tabakayı tahriş ederek gastrite ve kusmaya yol açabilir. Midenin üst bölümüyle yemek borusunun alt bölümünde küçük yırtıklara sebep olabilir. Alkolün uzun süre kullanılması özellikle B vitaminlerinin ve diğer besinlerin emilimini engelleyebilir. Ayrıca yüksek miktarda tüketilen alkol, karaciğer için önemli bir tehdit oluşturur. Sigara içme alışkanlığı da benzer sorunlara yol açar. Sindirim sistemimiz yediğimiz besinlerin sindirilmesini ve bu besinlerin ince bağırsak tarafından emilerek kanımıza geçmesini sağlar. Sindirim sonucu oluşan küçük moleküller dolaşım sistemimiz aracılığıyla hücrelerimize kadar taşınır. Vücudumuz besin içeriklerini enerji üretmek, yapım ve onarımını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini düzenlemek için kullanır. Vücudumuz bu önemli görevlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu besin içeriklerini besin gruplarından sağlar. Aşağıdaki metni okuyarak besin gruplarının yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesinin vücudumuz ve sindirim sistemimizin sağlığı için önemini kavrayalım.

 

DENGELİ VE YETERLİ BESLENMENİN ÖNEMİ

Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi, vatandaşlarımızın beslenme konusunda bilinçlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla “Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi”ni hazırlamıştır. Rehberde, her gün alınması gereken temel besinler, yandaki dört yapraklı yonca şekli üzerinde gösterilmiştir. Yoncanın her bir yaprağı bir besin grubunu göstermektedir. Her bir besin grubu ve bunların vücudumuz için önemi aşağıda belirtilmiştir.

 

SÜT GRUBU

Süt yoğurt, peynir ve süt tozu gibi sütten yapılan besinlerdir. Bu besinler kalsiyum minerali ve yağ içerir. Yetişkinlerin günde iki, çocukların ve gençlerin ise üç-dört porsiyon süt ve süt ürünü tüketmeleri gerekir. (Bir orta boy su bardağı süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğündeki peynir bir porsiyondur.)

 

Vücudumuz İçin Önemi

 

• Süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, kemiklerimizin ve dişlerimizin sağlıklı gelişmesini sağlar.

• Hücrelerimizin çalışmasında önemli rol oynar.

• Yoğurt yemek ve tuzlu ayran içmek, ishal tedavisinde hayati önem taşır.

 

ET, YUMURTA VE KURUBAKLAGİL GRUBU

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek, ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlu besinler bu grupta yer alır. Bu besinler protein, mineral, vitamin, yağ ve karbonhidrat içerir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubundan günde iki porsiyon alınmalıdır.

Bu besinlerin her gün tüketilmesi gereken miktarları şöyledir:

- Et, tavuk, balık vb. 50-60 g (iki ızgara köfte kadar)

- Kuru baklagiller 90 g (bir çay bardağının alabileceği kadar)

- Yumurta haftada üç-dört adet

 

Vücudumuz İçin Önemi

 

• Büyümeyi ve gelişmeyi sağlar.

• Hücrelerimizin yenilenmesini ve dokularımızın onarımını sağlar.

• Kan yapımında görevli önemli besin içeriklerini sağlar.

• Sinir ve sindirim sistemlerimiz ile derimizin sağlığında görev alan besin içerikleri en çok bu grupta bulunur.

• Hastalıklara karşı direncimizi artıran besin içeriklerini sağlar.

• Özellikle protein ihtiyacının arttığı bebeklik ve çocukluk dönemlerinde, bu gruptaki besin içeriklerinin alınması önemlidir.

 

SEBZE VE MEYVE GRUBU

 

Bitkilerin yenebilen her türlü kısmı, sebze ve meyve grubu altında toplanır. Sebze ve meyvelerin içeriklerinin önemli bir kısmını su oluşturmaktadır. Bunun yanında mineral ve vitamin bakımından zengindir. Sebze ve meyve günde en az beş porsiyon (Bir orta boy elma, muz, portakal veya iki fincan pişmiş sebze bir porsiyondur.) sebze ve meyve tüketmemiz gerekir.

 

Vücudumuz İçin Önemi

• Hücrelerimizin yenilenmesini ve dokularımızın onarımını sağlar.

• Büyümemize ve gelişmemize yardım eder.

• Deri ve göz sağlığımız için önemlidir.

• Diş ve diş eti sağlığımızı korur.

• Hastalıklara karşı direncimizi artırır.

• Kalp-damar hastalıklarının ve bazı kanser türlerinin oluşma ihtimalini azaltır.

• Bağırsaklarımızın düzenli çalışmasına yardımcı olur.

• Vücuda zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.

 

EKMEK VE TAHIL GRUBU

Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıllar ve bunlardan yapılan ürünler bu grup içinde yer alır. Bu besinler vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidrat içerir. Tahıl ürünleri günde altı porsiyon tüketilebilir. (Bir dilim ekmek veya dört yemek kaşığı pilav bir porsiyondur.)

 

Vücudumuz İçin Önemi

• Vücudumuzun enerji kaynağıdır.

• Çavdar ve yulaf gibi lif içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi, bağırsaklarımızın düzenli çalışmasını sağlar.

Yeterli ve dengeli beslenebilmek için dört farklı besin grubundaki bu yiyeceklerden her gün yeteri kadar tüketmeliyiz. Besin gruplarında yer alan herhangi bir besin içeriğinin yetersiz alınması durumunda, vücutta o besin içeriğinin görevi yerine getirilemez. Bunun sonucunda da vücudun çalışması aksar ve bazı hastalıklar ortaya çıkar. Sağlığımızı korumanın ve hastalıkları önlemenin temel şartı yeterli ve dengeli beslenmektir.

 

 
Facebook beğen
 
BİLMECE
 
FIKRA
 
 
Bugün 9 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol